Ama nerede olduğunu asla itiraf etmeyecektir. Zira onun için iyi olmaz. | Open Subtitles | -ذلك يعني بأن لديه دليل لكنه لن يعترف وبشكل شرعي |
Bu kadar çabuk itiraf etmeyecektir. | Open Subtitles | انه لن يعترف حقا بتلك السهولة |
- Suçunu asla itiraf etmeyecektir. - Hayır. | Open Subtitles | مؤكد أنه لن يعترف بذلك - كلّا - |
O hiç bir zaman itiraf etmeyecektir. | Open Subtitles | لن يعترف بما قام به مطلقاً |
Doktor doğru bile söylüyorsa Esterbrook'un bu kadınlara olanlarla bir alakası varsa bile kötü olan ben olacağım ama itiraf etmeyecektir. | Open Subtitles | حتى لو كان الطبيب محقاً، حتى لو كان لـ(إستيربروك) علاقة لما حدث لتلك المرأتين، سأتسرع وأقول أنه لن يعترف. |
Jagger kendi duvarları içindeyken asla itiraf etmeyecektir. | Open Subtitles | وبينما لن يعترف (جاغر) بما حدث داخل جدرانه، |
- Suçunu asla itiraf etmeyecektir. - Hayır. | Open Subtitles | مؤكد أنه لن يعترف بذلك - كلّا - |
Milyon yıl geçse de itiraf etmeyecektir. | Open Subtitles | و لن يعترف حتى بمرورمليونعام! |