"itiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدفع
        
    • يدفعني
        
    • يقاوم
        
    • تدفعني
        
    • تدفعه
        
    • يدفعونها
        
    Burada arkadan biri itiyor ama rüzgarla da gayet güzel yürüyor. TED هناك رجل يدفع من الخلف ولكن يمكنها السير على الرياح بكفائة
    Daha ziyade suya önkoluyla 45 derecelik açı yaparak giriyor, ve sonra kendini akış çizgisiyle itiyor -- çok önemli. TED بل هو يدخل الماء على درجة ٤٥ بيده. بعد ذلك يدفع نفسه بكونه جالساً مستقيماً.
    Tepedeki pervana havayı aşağı doğru itiyor ve bizi havada tutan bir kaldırma kuvveti oluşturuyor Open Subtitles المحرك الدواّر فوقي يدفع الهواء للأسفل وذلك يُولّد دفعاً يبقيني في الهواء.
    Beni gittikçe daha da derinlere itiyor. Open Subtitles إنه يدفعني إلى الأسفل أعمق، فأعمق
    Bu da beni bazı önlemler almaya itiyor. Open Subtitles و لكن لا يزال هناك من يقاوم إزدهارنا
    Beni geri itiyor olman, istediğimi almayacağım anlamına gelmiyor. Open Subtitles فقط لإنك تدفعني بعيدا ليس يعني أنني لن أحصل على ماأريد
    Onu itiyor ama o yerinden bile kımıldamıyor! Open Subtitles انها تدفعه بعيدا ً و هو لا يتزحزح
    "...ayaklarıyla annemi geriye itiyor ve..." Open Subtitles الذين كانوا يدفعونها للخلف : بأقدامهم تقول
    Bir şey gezegenin üzerindeki sıcak noktayı kenara doğru itiyor. Open Subtitles ثمّة ما يدفع بقعة الكوكب الساخنة نحو الجانب
    tüm bu sosyal medya konusmalarinı ileri itiyor. Open Subtitles هو جزء من كل محادثات وسائل الاعلام الاجتماعية يدفع بها إلى الأمام،
    Bu bebek annesinin ıkınmasını beklemiyor, kendini dışarı itiyor. Open Subtitles هذا الطفل لا ينتظر أن يدفع . انه يخرج نفسه
    Ives iyi kazıcı, o önden kazıyor, çıkan toprağı arkasına doğru itiyor. Open Subtitles إيفس" هنا هو رجل النفق , لذلك سيحفر من الأمام" يدفع التراب إلى الخلف
    Organizmamı harap ediyor, ve aklımı erken gelişmiş bir deliliğe itiyor, ve bunun da modern tıp terminolojisinde özel bir adı var. Open Subtitles كان ذلك ليقضي على نشوتي و يدفع بعقلي باتجاه توع متقدم من الجنون جنون يحمل اسماًً خاصاً...
    DeLorean'ı itiyor... ve saatte 140 km hıza ulaşıyor! Open Subtitles يدفع الديلوريان... يصل إلي 88 ميل في الساعة...
    - Hey, kim itiyor? - YıIdızlara bakın! Open Subtitles من الذي يدفع آه , أنظرِ لهذه النجوم
    Adamın 7.Cadde'de elbise rafı itiyor olması gerekiyordu. Open Subtitles هو يجب أن يدفع رفّ على الدرب السابع.
    Luke, beni itiyor. Open Subtitles لوك ،،انه يدفعني
    Beni hayatının dışına itiyor. Open Subtitles يدفعني خارج حياته
    Geçmiş bizi geri itiyor. Akü bitmiş olmasın? Open Subtitles .الماضي يقاوم - ألا يمكن أن يكون السبب نفاذ البطارية؟
    Oswald'a yaklaşıyoruz. Geçmiş bizi geri itiyor. Örümcek gibi hissettirmişti. Open Subtitles .نحنُ تقترب من (أوزوالد)، الأمر ومافيه أنّ الماضي يقاوم - .كان الأمر وكأنّها عناكب -
    Çünkü beni sürekli itiyor asla yapmayacağım şeyleri yapmam için. Open Subtitles لأنها تدفعني لفعل أمور لم أفعلها بنفسي
    Yumruk sıkarak masanın üzerine itiyor. Open Subtitles القبضة المشدودة تدفعه إلى الطاولة
    Herkesi dışarı çıkartmaktansa 3 kişi ellerindeki uzun sopalarla ağaçları itiyor... ve orada da hint kamışıyla ağacı çeken iki kişi daha var, umarım evden uzağa düşer ama eğer yanlış yöne düşerse, o adamlar ölecek! Open Subtitles بدلاً مِنخروجكلشخص، هناك ثلاثة أشخاص مع أقطاب طويلة يدفعونها بعيدا ً ولقد جاءوا بإثنين هنا بالاسفل مع قِطع من الخيزران

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more