"iyi bir anlaşma" - Translation from Turkish to Arabic

• صفقة جيدة
• صفقة جيّدة
• صفقة رائعة
• صفقة رابحة
• اتفاق جيد
• عرض أفضل
• على صفقة أفضل
• صفقة افضل
• صفقه جيده
• إنها اتفاقيةٌ جيدة

Hayır, o iyi bir anlaşma değildi. Kirli bir anlaşmaydı.
لا هذه لم تكن صفقة جيدة بل كانت صفقة قذرة

Öyleyse, o zaman 20 dinar iyi bir anlaşma olacak.
حسناً, إذاً أتظن أن عشرين ديناراً ستكون صفقة جيدة

Seninle bir anlaşma yaptım. İyi bir anlaşma ve... Evimde kalmana izin veriyorum.
،عقدت معك صفقة جيّدة .وجعلتك تقيم في منزلي

Tebrikler, az önce gerçekten çok iyi bir anlaşma yaptınız.
تهانينا و لقد حصلت على صفقة رائعة لسيارت الرفاهية الجديدة

Ojai o bağı almalı. Bariz bir şekilde çok iyi bir anlaşma.
"أوهاي" يجب أن تشتري مرزعة العنب هذه من الواضح أنها صفقة رابحة

Aslında ikisi de değil, ama iyi bir anlaşma.
في الحقيقة وعلى الرغم من صعوبة الامر ولكنه اتفاق جيد

Savcı ile iyi bir anlaşma yapamaz, oysa ben yapabilirim.
لا يستطيع أن يعقد صفقة جيدة مع المدعي العام أما أنا، فأستطيع

İki hayvan da iyi bir anlaşma yaptıklarını düşünüyor.
كلتا الحيوانات تعتقد أنهم عندهم صفقة جيدة جدا

- Bize iyi bir anlaşma bağlamalıydın.
كان من المفترض أن تحصل على صفقة جيدة لنا ، لقد كان هنالك فائضاً ما المفترض علي فعله بحق الجحيم ؟

Hayvanlarımız ve Marlena'nın gösterisi sayesinde, Ringling'le iyi bir anlaşma yaptık.
خضت الإمتحان النهائي وبدرجتي السيرك الاخر حصل على صفقة جيدة

İyi bir anlaşma olduğunu düşünüyorum çünkü yeni bir elemanım.
أرى بأن هذه صفقة جيدة جداً تعرف لأنني الرجل الجديد في المكتب

Kendimle her ne kadar övünsem de size onunki kadar iyi bir anlaşma sunabileceğimi düşünmüyorum.
بقدر ما أحب تحميسي، أشك بمقدوري أن أحصل لكم صفقة جيّدة بقدر تلك التي سوف تقدمها لكم.

İyi bir anlaşma bu.
إنّها صفقة جيّدة.

Hadi ama, bu iyi bir anlaşma.
بربّك، إنّها صفقة جيّدة.

İşte, her doların 75 senti ve kendi orijinallerime sahip olmak çok çok iyi bir anlaşma.
الآن ، 75 سنت من كل دولار و امتلاك أصول الأسطوانات هي صفقة رائعة جداً

Bayağı iyi bir anlaşma.
هذه صفقة رابحة بدون شك.

Acaba böyle bir değer yargın var mı acaba diye soruyorum. Bu bizim ailemiz ile ilgili değil. Bu genç bir kızın iyi bir teklif ve iyi bir anlaşma alması ile ilgili.
أنا أسأل إذا ما كنت أصلاً تقوم بواحد , هذا ليس بخصوص عائلتنا, هذا بخصوص الحصول لفتاة شابة على اتفاق جيد , عرض جيد.

Masada daha iyi bir anlaşma varsa kabul etmelisin.
كان هناك عرض أفضل على المنضدة عليك أن تقبليه

Sizin yasalarımızı çiğneyerek daha iyi bir anlaşma yapmanız gibi bir açgözlülük.
ذلك النوع من الجشع الذي جعلكما تخالفا قوانينا لتحصلوا على صفقة أفضل

Bana gelsen daha iyi olurdu. Daha iyi bir anlaşma yapardık.
كان ينبغي عليك ان تأتي إلي بخصوص هذا كنت لأعقد معك صفقة افضل

İnanın bana, bu çok iyi bir anlaşma.
بأقل من 400 بات صدقونى, إنها صفقه جيده للغايه

İyi bir anlaşma ve iyi ki yaptık.
إنها اتفاقيةٌ جيدة ونحن محظوظون بالحصول عليها