"iyi bir fırsat" - Translation from Turkish to Arabic

• فرصة جيدة
• فرصة مناسبة
• فرصة عظيمة
• فرصة حقيقية
• ستكون فرصة
• انه صفقة جيدة
• فرصة جيّدة
• فرصة ذهبية
• إنها فرصة
• خيارًا جيّدًا

İyi bir fırsat, gerçekten. Madeleine ve çocukları da götüreceğim.
إنها فرصة جيدة سوف أصطحب مادلين والأولاد

Bu herkesin birbirine karşı açık olması için iyi bir fırsat.
هذه فرصة جيدة لنكون صرحاء مع بعضنا البعض

Tamam, bu sana parayı nasıl idare edeceğini öğrenmen için iyi bir fırsat.
هذا سَيَعطيك فرصة جيدة للتَعَلّم إدارة المالِ

Kalorifer borularını onarmak için iyi bir fırsat olacağını düşünmüştüm.
وجدت فرصة مناسبة لإصلاح أنبوبة السخان هنا

Bu hafta 150. yıldönümü kutlamalarımız var, bu sizin içinde kabul konuşmanızı yapmak için iyi bir fırsat olur.
حفل توزيع الجوائز سيكون بعد أسبوع وهذه ستكون فرصة عظيمة لك، كما تعلم لتقديم كلمة عند استلامك للجائزة ..

Newcastle için iyi bir fırsat. Kim kullanacak?
إنها فرصة حقيقية لنيوكاسل و لكن من سيقوم بتنفذها

Senin için iyi bir fırsat Starling.
انه صفقة جيدة لك ستارلنج

Aslında komşularımızı tanımak için iyi bir fırsat olacak bu.
بإمكانها أن تكون فرصة جيدة للتعرف على جيراننا خارج قاعات المحكمة

Gerçek ortamı sunabilmek için iyi bir fırsat diye düşündük...
لقد وجدنا هذه فرصة جيدة لعرض كل وجهات النظر

İngilizce'ni geliştirmen için çok iyi bir fırsat, hadi bakalım
هذه فرصة جيدة لتدريب لغتك الانجليزية, هيا.

Sana iyi bir fırsat olabileceğini söylemiştim. Rufus, işini bitiriyor muyuz?
انا اقول ان هناك فرصة جيدة روفوس سنقتلها؟

İnsanların dışarıda nasıl olduklarını görmek için iyi bir fırsat.
لأن كلنا سنذهب و قد تكون فرصة جيدة لك كي ترى كيف يبدو الناس خارج المكتب أظنه سيكون ممتعاً

Çünkü bu ikimiz için de, 11 Eylül Komisyonu'nun sorularını yanıtlamak için iyi bir fırsat ve ben onlara cevap vermek için sabırsızlanıyorum.
لأنها فرصة جيدة لنا للإجابة على اسئلة تتوق اللجنة لسؤالنا إياها ,و أنا أتوق للإجابة عليها

Hayır, sinirini yapıcı olarak yansıtmayı öğrenebilmen için iyi bir fırsat bu, tamam mı?
كلا, هذه فرصة مناسبة لك لتتعلم كيفية التعبير عن غضبك بشكل مثمر, حسناً؟

Ama bana sordu ve ben de özür dilemek için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm.
لكنّها طلبت منّي الحضور، وظننتُ أنّها فرصة مناسبة للإعتذار.

Peki, bak, bunun iyi bir fırsat olacağını düşündüm ve annem bana bunu konuştuğunuzu söyledi...
حسنا, اسمع لقد ظننت بأنها ستكون فرصة عظيمة وأمي أخبرتني بأنكما تحدثتما في هذا الأمر

Bu senin geri sürmen için iyi bir fırsat oldu.
سيعطيك هذا فرصة عظيمة بالتدرب . على القيادة للوراء على أية حال

Biliyorsunuz ki bu program kalitesini arttırmak için iyi bir fırsat.
أتعلمون, إنَّ هذه فرصة حقيقية كي نقوي مستوى برامج التلفاز

Oturup konuşmamız için iyi bir fırsat olabilir bu.
حسناً، أعتقد بأنها ستكون فرصة جيدة لنعود معاً ونتحدث

Saatte sadece 5 dolar ama iyi bir fırsat.
هذا سيكون رائعاً ستأخذين 5 دولارات فقط فى الساعة و لكنها فرصة جيّدة

Bu aktif dinleme yapmanız için çok iyi bir fırsat. -Teşekkürler.
هذه فرصة ذهبية لك لمحاولة الإستماع المفيد

Evet ama plana bakılırsa bu iyi bir fırsat değil.
أجل، حسبما تمّ التخطيط له، فإنّ هذا ليس خيارًا جيّدًا.