Ama iyi bir kalbi var. Filmin sonunda kızı kurtarıyor. | Open Subtitles | لكنه طيب القلب وفي نهاية الفيلم ينقذ الفتاة |
Meğerse babamızın iyi bir kalbi varmış. | Open Subtitles | اتضح ان والدنا طيب القلب بعد كل شيء |
Anlatmak istediğim evlat babanın iyi bir kalbi var. | Open Subtitles | وجه نظري، بني هو أنه طيب القلب |
O her zaman başkalarına yardım, iyi bir kalbi vardı. | Open Subtitles | . كان لديها قلب جيد ، دائماً تساعد الآخرين |
İyi bir kalbi olmadan gitmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أسمح له بالذهاب بدون قلب جيد |
Bir şeyi kafasına taktı mı gerçekten pislik olabilir ama tüm bunlara rağmen iyi bir kalbi olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | في الحقيقة عندما يضع اي شئ في تفكيره .. لاكن مع كل هذا استطيع القول بأن له قلب طيب |
Önce biraz sert gelebilir. Ama iyi bir kalbi var. | Open Subtitles | انها تتصرف بقسوة في البداية لكنها ذات قلب طيب |
Yani, iyi bir kalbi ve dürüst. | Open Subtitles | أعني، أنه طيب القلب وصادق |
Belki Hitler'in de iyi bir kalbi vardı.. | Open Subtitles | على الأرجح أنّ (هيتلر) كان طيب القلب أيضاً. |
Fakat yine de iyi bir kalbi var, biliyorum. | Open Subtitles | لكنّه ما زال جيد قلب جيد. انا أعرف. |
Çok iyi bir kalbi varmış. | Open Subtitles | فانة لدية قلب جيد |
Çok iyi bir kalbi var, bir günlüğüne de olsa kır gezisine gitmek istiyor... ama bunu yapmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لديها قلب طيب لكنها أرادت الخروج اليوم مثل رحلة ميدانية، |
İyi bir kalbi var, tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | لديه قلب طيب, مثلك ربما, لكن محتواه |
İyi bir kalbi var, o sadece nerede olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لديه قلب طيب إنه فقط.. لا يعرف أين هو |