Yirmi yıIlık bir kaçak için iyi durumda. Nerede şu anda? | Open Subtitles | إنها في حالة جيدة بعمر 20 سنة هاربة, أين هي بالضبط؟ |
En son l böyle iyi durumda değildi, onu gördüm. | Open Subtitles | المرة الأخيرة التي رأيته فيها لم يكن في حالة جيدة |
Elektrik devresi yanmış, fakat telsiz iyi durumda. | Open Subtitles | الدوائر محترقة لكن جهاز البث والاستقبال بحالة جيدة |
Ama şu an iyi durumda. Onu yatıştırdık ve ciğerindeki sıvıyı aldık. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك، إنه بخير لقد قُمنا بتخديره وإخراج السائل من الرئة |
Kuyruğum oldukça iyi durumda son baktığımda öyleydi. | Open Subtitles | في ألواقع , ذيلي على ما يُرام بآخر مرة تفحصت بها |
- Çok iyi durumda. - 1500 yaşında, bu kadar iyi durumda olmamalıydı. | Open Subtitles | إنه في حالة جيدة 1500 سنة من المفروض ألا يكون بهذه الحالة الجيدة |
Jenny şu an gayet iyi durumda ve ben bunu bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنها في حالة جيدة الأن ولا اريد ان أضرب بهذا عرض الحائط |
Tıpkı bir çoğunuz gibi, dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm. | TED | كالعديد منكم، فكرت أن كوكب الأرض لم يكن في حالة جيدة. |
Ama alışmamız gereken garip şey şu. Okul iyi durumda. | Open Subtitles | و لكن الشيء الغريب الذي يجب أن نعتاد عليه هو أن المدرسة بحالة جيدة |
Bak, sadece soruyorum çünkü şuan iyi durumda değil, tamam mı? | Open Subtitles | انظر ,انا اسأل فقط لان لانه لا يبدو بحالة جيدة |
Operasyonun tüm parçalarının iyi durumda oldukları bildirildi. | Open Subtitles | كل عناصر العملية أخبرت أنهم بحالة جيدة |
Evet, iyi durumda. Ben Vanessa Struthers. | Open Subtitles | أجل، إنه بخير أنا فانيسا ستراذر |
Evet, iyi durumda. Ben Vanessa Struthers. | Open Subtitles | أجل، إنه بخير أنا فانيسا ستراذر |
İyi durumda olmadığını görüyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أرَ أنّك لست على ما يُرام. |
Bulgularınıza baktım ve iyi durumda olduğumuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | قمت بالإطلاع على اكتشافاتك و اعتقد أننا في وضع جيد |
Görevinin, onları öldüreceğine iyi durumda tutmak olduğunu, bilmiyor musun? | Open Subtitles | هل تفهم أن خدمتك هي أن تحافظ عليهم أحياء بصحة جيدة |
Ve projenin bugünkü hali bu, 12 yaşında, hala çok iyi durumda. | TED | وهذا المشروع اليوم عمره 12 سنة, لازال في حالة ممتازة |
Daha iyi durumda olan insanlar kötü durumdakilere yardım eder. | Open Subtitles | الناس الذين أفضل حالاً إدفعْ عن أولئك الذين أسوء حالاً. |
Hayır. Ama en iyi durumda bile zamanımız tükeniyor. | Open Subtitles | لا,لذا في أفضل الحالات فإن الوقت ينفذ منا |
"Anne ve Babalar Günü" içinde işler iyi durumda. | Open Subtitles | والأمور تبدو جيدة لمسار هدايا الأمهات والآباء والخريجين |
Bunun beni nasıl hissettirdiğini biliyor musun? Baban bizi iyi durumda bırakmadı. | Open Subtitles | اعرف ما مدى شعور ذلك علي لم يتركنا ابيك بحال جيد |
Alkolik olduğunu göz önüne alacak olursak muhtemelen karaciğeri buraya geldiğinde de iyi durumda değildi. | Open Subtitles | نظراً لحقيقة أنه سكير فيحتمل أن كبده لم يكن بخير حال عندما جاء |
Parçaları birleştirilmemiş ama iyi durumda. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}.مُفكّكة لكنّها في حالةٍ جيّدة |
- İyi durumda. Çok daha iyi olmuş. | Open Subtitles | يَبْدو في حالة جيّدة. |
Kalbin iyi durumda! | Open Subtitles | إنّ قلبك بخير تمامًا |