Şimdi anne babamızı ya da dedelerimizi düşününce, en iyi ihtimalle birkaç fotoğraf evde çekilmiş bir video ya da bir kutuda saklı bir günlük yaratmışlardır. | TED | وبالتالي حين نفكر حول آبائنا أو أجدادنا، في أحسن الأحوال قد يكونوا أنتجوا بعض الصور أو الفيديوهات المنزلية، أو مذكرات تعيش في صندوق في مكان ما. |
En iyi ihtimalle tarihsel değeri olan bir proje için bırak ekibi bir tek ajanı bile veremem. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع إنقاذ الوكيل الوحيد الآن، الفريق أقل بكثير للمشروع الذي في أحسن الأحوال له قيمة تأريخية. |
En iyi ihtimalle ekip 6 saat içinde orada olur. | Open Subtitles | الآن، في أفضل الحالات بوسعي إرسال فريق خلال ست ساعات |
En iyi ihtimalle, başka bir uzak Dünya'nın görüntüsünü. | TED | حسنا, في أفضل الأحوال سنجد صورة لأرض أخرى خارج النظام الشمسي |
Tanrım, en iyi ihtimalle küçük tatlı bir şey çıkar. | Open Subtitles | يا إلهي , أفضل سيناريو لدينا غرفة توليد جيدة صغيرة |
İnkar etmeyi deneyebilirsin ancak zayıf bir savunma olur ve en iyi ihtimalle seni yetersizlikten açığa alırlar. | Open Subtitles | ربما تحاول الانكار , ولكن تلك حجه واهيه وفى افضل الاحوال ستتهم بعدم الكفاءه |
Garnizonları acınası halde. En iyi ihtimalle bir avuç. | Open Subtitles | حرّاسهم مثيرون للشفقة، أقلاّء في أحسن الأحوال. |
Bürokratik bir kabussun, kronik bir baş belasısın, ve en iyi ihtimalle ikinci sınıf bir doktorsun. | Open Subtitles | أنتِ كابوس بيروقراطي ووجودكِ ألم مزمن بالنسبة لي وطبيبة من الدرجة الثانية في أحسن الأحوال |
Birazcık güneş enerjisi ya da en iyi ihtimalle bir jeneratörle bir şekilde idare ediliyor. | Open Subtitles | .. قليلا من الطاقة الشمسية أو مولد في أحسن الأحوال.. .. حاول بطريقة ما.. |
DNA kesin bir sonuç vermeyebilir, en iyi ihtimalle çok kusurlu olabilir. | Open Subtitles | بالكـاد يكون حاسمـًا غامض جدًا في أحسن الأحوال |
Ve tüm bu koşu rotası, en iyi ihtimalle ikinci derece delil. | Open Subtitles | ودليل كُلّ طريق الركض ذاك، ذلك ظرفي في أحسن الأحوال |
En iyi ihtimalle patronum herkesin önünde canıma okuyacaktır. | Open Subtitles | وفى أفضل الحالات ، سيوبخنى رئيسى أمام الجميع.. |
En iyi ihtimalle, Kerry obezin tekidir. | Open Subtitles | في أفضل الحالات, أعتقد أن كيري وصلت للمرحلة المتوسطة من البشاعة |
En iyi ihtimalle, hayatının kalanını askeri hapishanede geçireceksin. | Open Subtitles | في أفضل الحالات ستمضي بقية حياتك في سجن ليفينسورث |
En iyi ihtimalle, onarım ameliyatından sonra haftalarca fizik tedavi görecek. | Open Subtitles | سيوجب أفضل الأحوال علاجاً فيزيائياً لأسابيع بعد عملية جراحية ترميمية. |
Hayır henüz suçlamaları kaldırmadılar. Kanıtları en iyi ihtimalle tesadüfi şeyler. | Open Subtitles | كلا ، لم يدينوه بأي إتهام بعد ودليلهم ظرفي في أفضل الأحوال |
En iyi ihtimalle çoğunuza karşı bir şey hissetmiyorum ama bazılarınızdan bilfiil nefret ediyorum. | Open Subtitles | في أفضل الأحوال, أنا أحمل مشاعر متناقضة تجاه معظمكم و لكن بعضكم أكرهه بشدة, |
En iyi ihtimalle beni normal birine çevirirler. | Open Subtitles | أفضل سيناريو .قد حولوني إلي إلي جو نورمال |
Davranışları en iyi ihtimalle dengesiz, en kötü ihtimalle suçlu. | Open Subtitles | طائشا,في افضل الاحوال اجراميا,في اسوء الاحوال |
Bu yüzden en iyi ihtimalle hastalığının ilerde nasıl kötüleşeceğini mi görmüş oldum? | Open Subtitles | لذا في افضل الحالات لقد القيت نظرة على مستقبله؟ |
Açıklığın tepesi en iyi ihtimalle dengesiz. | Open Subtitles | الجزء الأعلى من الفتحة في أفضل حال غير مستقر |
En iyi ihtimalle, on bin franka. | Open Subtitles | على أحسن تقدير,عشرة ألاف فرنك و على أسوء تقدير؟ |
Bu Güneş Sistemi'nde hayat varsa bile, en iyi ihtimalle ilkel olurdu. | Open Subtitles | أي حياة قد تكون موجود في هذا النظام الشمسي لا بد أن تكون بدائية على أفضل تقدير |
Yine de iş görür. En iyi ihtimalle 16:00 gibi. Kobalt 60? | Open Subtitles | لازالت خُطتنا قائمة، أفضل احتمال على تمام الـ 4، بالمركز |
Doktor en iyi ihtimalle birkaç ay hastanede kalması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | على أفضل الاحتمالات الطبيب يقول أن أخيك سيظل هنا لشهرين على الأقل |
En iyi ihtimalle MI6 tarafından zımbalanırız ve onlar Cabral'a daha iyi bir anlaşma teklif ederler. | Open Subtitles | رهاننا الأفضل هو أن نهزم المخابرات البريطانية باللكمة ونقدم لكابرال صفقة افضل |
Ona olan bakışın en iyi ihtimalle bulanık, belirsiz. | Open Subtitles | حكمتكِ معها بأحسن الأحوال هي مشتتة |
Etmek istemiyorum ama Larkin'in dinsel gizlilik argümanı en iyi ihtimalle yetersiz olur. | Open Subtitles | لا أريد، لكن مجادلة لاركين بالسرية الروحانية، متضعضعة بأفضل الأحوال. |