Evet, evet, bir sürü iyi insan hapishane duvarlarının arasında oturdu. | Open Subtitles | نعم، نعم، العديد من الناس الجيدين قد جلَسوا يُحدقونَ في الجدران الداخلية للسِجن |
Bence bulursun. Orada pek çok iyi insan var. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستجد فهناك الكثير من الناس الجيدين بالأسفل هناك |
Bu mahkeme binasında bir çok iyi insan bulabilirsiniz, ve bir çok yetenekli avukatta. | Open Subtitles | أنت سَتَجِدُ الكثير مِنْ الاشخاص الجيدين في هذا الدارِ والكثير مِنْ المحامين الموهوبينِ جداً |
Yapman gerekeni yaptın ve bir çok iyi insan senin sayende kurtuldu. | Open Subtitles | ... انت قمت بما يجب عليك فعله والعديد من الاشخاص الجيدين على قيد الحياة . بسبب ما فعلته |
Evet, bugün pek çok iyi insan için zor bir gün. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لقد كان يوماً قاسياً على كثير من الناس الطيبين |
Bu dizide çalışan bir sürü iyi insan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الناس الطيبين الذين يعملون على المسلسل |
İyi insan lafının üstüne geldi. | Open Subtitles | ذكرناه فحضر |
Beni olabileceğim en iyi insan haline getirdin ve hayatımın geri kalanını seninle, seni yaşayarak ve seni severek geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت تجعلنى الشخص الأفضل الذى أحتاج أن أكونه وأريد أن أقضى وأتعلم وأحب ما تبق من حياتى معك |
Ya "iyi insan" tanımımız çok darsa ve bilimsel olarak bir karşılığının olması imkânsızsa? | TED | ماذا لو أخبرتكم بأن تعريفنا " للشخص الجيد" محدود جدا، حيث أنه علميا، من المستحيل أن يجتمع. |
Pek çok iyi insan işini kaybetti. | Open Subtitles | الكثير من الناس الجيدين فقدوا وظائفهم |
Değerini anlamam için orada çok daha fazla iyi insan var... | Open Subtitles | لما يستحق ... هنالك الكثير من الناس الجيدين |
Burada belaya bulaştığına üzüldüm. Smallville'de birçok iyi insan vardır. | Open Subtitles | آسف لأنك وقعت في المشاكل هنا، ولكن هناك الكثير من الناس الجيدين في (سمولفيل) |
Bak, dışarıda polis olmayan bir sürü iyi insan var. | Open Subtitles | إسمع، هناك الكثير من الناس الطيبين في هذا العالم ليسو شرطيين |
Ben daima arkadaşlarımı cesaretlendiriyorum: Yolculuğa çıkıp Orta Doğu yu görün, görülecek çok şey var, çok sayıda iyi insan var. Ve tam tersi de, bu yanlış anlaşılma ve kilişelerle ilgili | TED | أنا أشجع أصدقائي كثيرا : سافروا , اذهبوا إلى الشرق الأوسط و هناك الكثير لتروه , الكثير من الناس الطيبين. و العكس كذلك , إنها تساعد على وقف مشاكل |
İyi insan lafının üzerinde gelirmiş. | Open Subtitles | ذكرناه فحضر! |
Cenazede en çok sen ağlarsan en iyi insan sen oluyorsun. | Open Subtitles | من يبكي أكثر في الجنازات، يعد بالتأكيد هو الشخص الأفضل. |
Ya/ya da olan iyi insan tanımına sahibiz. | TED | لدينا هذا التعريف للشخص الجيد ذلك إما- أو. |