Hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | كان عليك أن تأخذ أدويتك منذ ساعة. ليس جيدا. |
Bu iyi olmadı. Kendine sandığımızdan daha çok güveniyor. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا ، هو لديه الكثير من الثقة اكثر مما ظننا |
Hayır iyi olmadı şimdi biz 3 silahşör olamayacağız. | Open Subtitles | لا ليس جيد هكذا لن نستطيع أن نكون الفرسان الثلاثة |
Ne yapacağını biliyordum. O yüzden iyi olmadı. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أنّكِ ستفعلينها فلذا ليست جيدة |
Hiçbir zaman ebeveyn konuşmaları yapmakta iyi olmadı, babam. | Open Subtitles | والدي لم يكن جيداً دوماً فى التعامل حتى مع الأباء |
Çok fazla "hiç iyi olmadı bu" diyorsun. | Open Subtitles | أنت تقولين "هذا ليس بجيد" كثيراًYou say "not good" a lot. |
Eğlenmek için bir risk göze aldılar, ama sonu iyi olmadı. | TED | قاموا بمجازفة للقيام بشيء ممتع، لكن النهاية لم تكن جيدة. |
Diğer çocukların sonu pek iyi olmadı. | Open Subtitles | الأطفال الاخرون لم يخافوا كثيراً |
- Bu iyi olmadı. - Onu dışarı çıkarmamız gerek. | Open Subtitles | هذا ليس جيدا يجب علينا اخراجها |
Bu hiç iyi olmadı! | Open Subtitles | الأمر ليس جيدا، الأمر ليس جيدا |
Bundan nefret ediyorum. Hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | اكرة هذا هذا ليس جيدا |
Bu iyi olmadı, Homer. Hem de hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | ذلك ليس جيد يا هومر ذلك ليس جيّد بالمرّة |
Dürüst olacağım, Son üç randevuyu kaçırdım, ve bu pek de iyi olmadı. | Open Subtitles | سأكون صريحه , لقد فوت اّخر ثلاث مواعيد وهذا ليس جيد |
Hayır, iyi olmadı, iyi olmadı, iyi olmadı! | Open Subtitles | ليس جيد , ليس جيد ليس جيد , ليس جيد |
Çok iyi olmadı ama bir süre idare eder. Evet. | Open Subtitles | أنها ليست جيدة ولكنها سوف تتحمل قليلا |
"Bu senin için de iyi olmadı, benim için de." | Open Subtitles | إنها ليست جدية لك و ليست جيدة لي ايضا |
Rekall'da hafızanı bir süreliğine geri kazanman iyi olmadı. | Open Subtitles | كمثال دخولك "ريكول" وإستعادة ذاكرتك هذا لم يكن جيداً |
Bu hiç iyi olmadı. | Open Subtitles | اه هذا ليس بجيد |
Ama onlar bana karşı çıktı ve sonucu pek iyi olmadı. | Open Subtitles | المشكلة أنهم عارضوني والنتيجة , لم تكن جيدة |
Diğer çocukların sonu pek iyi olmadı. | Open Subtitles | الأطفال الآخرون لم يخافوا كثيراً |
Yemek işi bizim için pek iyi olmadı ya o yüzden dedim. | Open Subtitles | آسفة, الأمر وما فيه كما تعلم, العشاء لم يسر على خير في الآونة الأخيره |
Biliyorum, daha önce söylemiştim ama hiç iyi olmadı bu. | Open Subtitles | أعلم أنني قلتُ هذا من قبل، لكن هذا ليس جيّداً. |
Şimdi lütfen git, bu tartışma Jerome için iyi olmadı. | Open Subtitles | الان,لو سمحتي اذهبي كل هذه الخلافات ليست جيده لـ جيروم |
Bu iyi olmadı. Borulardan biri zarar gördü. | Open Subtitles | هذا لا يبشر بالخير، دمرت كل الأنابيب. |