Bunu sadece iyi veya kötü bir politika olarak görmezsiniz. | TED | فسترونه كشيء لا يقتصرُ فقط حول سياسة جيدة أو سيئة. |
Önerdiğim çözümlerin yeterince iyi veya yeterince zekice olduğunu düşünmüyorum. | TED | لا أعتقد بأن الحلول التي إقترحتها جيدة أو ذكية بصورة كافية |
Artık başıma başka birşey gelemez, iyi veya kötü olsun hiçbirşey. | Open Subtitles | لا شيء أكثر من هذا يمكن أن يحدث لي، أي شيئ جيد أو سيئ. |
Aslında iyi veya kötü diye birşey yoktur, sadece düşünme şekliniz bunu belirler | Open Subtitles | لماذا أذا,لايعني شيء بالنسبة لك,ليس هناك أي شي احد الامرين جيد أو سيئ,بمجرد التفكير بها يجعلها كذالك |
Onun iyi veya kötü biri olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما إذا كان جيداً أم سيئاً |
Tamam, unut gitsin. İyi veya kötü. | Open Subtitles | حسناً أنسي ذلك سواء كانت سيئة او جيدة فالشيء السيء لا يمر من دون محاسبة |
Chiyo, iyi veya kötü para yoktur. | Open Subtitles | تشيو، ليس هناك الجيد أو السيئ من اجل المال |
Biz iyi veya kötü olduğumuzu söylemiyoruz. Sadece farklıyız. | Open Subtitles | لا أقول بأننا أفضل أو أسوأ فقط نحن مختلفون |
Bu çocukların iyi veya kötü yürütücü işlevleri olmasından ziyade, bağlamın yürütücü işlevi daha iyi kullanmalarını sağladığını gösteriyor. | TED | لا يتعلق الأمر بكون الوظيفة التنفيذية للأطفال جيدة أو سيئة، إنما بالسياق الذي ساعدهم على استعمالها بشكل أحسن. |
Normal, doğal duygular bugün iyi veya kötü olarak ayrılıyor. | TED | إن المشاعر العادية الطبيعية الآن تعتبر جيدة أو سيئة. |
Sorun ürünlerin daha iyi veya kötü olması değil. [Harvard Çocuk Merkezi Psikiyatri Profesörü] | Open Subtitles | انها ليست تلك المنتجات بعينها جيدة أو سيئة. |
Bu, duygular iyi veya kötüdür mü demek? Hayır. | Open Subtitles | هل ذلك يعني بأن العواطف جيدة أو أن العواطف سيئة ؟ |
Bunun gibi adamlar sadece , iyi veya kötü şeyler yaparken böyledir. | Open Subtitles | الشخص يبدو هكذا فقط متى ينوى القيام بشيء جيد أو سيئ |
İnsanların sadece iyi veya kötü şansları olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقولون ان الناس يحصلون إما على حظ جيد أو حظ تعيس. |
İyi veya hasta olsak da itiraf etmeliyiz hep farklı hissetmek istedik eşsiz hissetmek. | Open Subtitles | يجب أن نعترف بأن هذا الشيء أما يكون جيد أو سيء، وكنا دوماً نريد أن نشعر بإننا مختلفين، وفريدين من نوعنا. |
Onun iyi veya kötü biri olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما إذا كان جيداً أم سيئاً |
İyi veya kötü bir fikir olması önemli değil. | Open Subtitles | وهذه ليست فكرة ، سيئة او جيدة. |
Chiyo, iyi veya kötü para yoktur. | Open Subtitles | تشيو، ليس هناك الجيد أو السيئ من اجل المال |
Fakat farkına varmadığımız konu ise, yaşlanırken başımızdan geçen deneyimlerin iyi veya kötü olması, insanın yaşadığı ortama bağlı. | TED | ولكنّ الشيء الذي لا يدركه معضمنا هو أن تجارب التقدّم بالسن يمكن أن تكون أفضل أو أسوأ اعتمادّا على الثقافة التي تأخذ فيها مكانها. |
Bak, iyi veya kötü, o bu ailenin bir parçası. | Open Subtitles | للأفضل أو الأسوأ من ذلك هو جزء من هذه العائلة |
Mert bir insan iyi veya kötü herkesle uzlaşabilmelidir. | Open Subtitles | .. قلب الرجل الحقيقي .. سواء كان الأشخاص طيبين أم أشرارا يمكنه أن يحتويهم جميعا |
Sanki insanlar yeni yönetime karşıydı ve iyi veya kötü bir şey yapması için şans vermeden eylem yapma gereği duyuyordu. | TED | شعرت أننا لم نعطي الإدارة الجديدة فرصة لتفعل أي شيء فعليا، سواء كان جيدًا أو سيئًا، قبل أن يشعر الناس بالحاجة للتظاهر ضده. |
Bir kabile toplantısı (istişare) ile başlayacağız, yerli topluluklarda eğitimi ele alacağız ve genetik bilgilerin iyi veya kötü kullanılma potansiyellerini, | TED | سنبدأ بمجلس استشاري قََبَلِي، سيركز على تعريف مجتمعات السكان الأصليين بالطرق الإيجابية والسلبية لاستخدام المعلومات الوراثية. |
Sadece sonuçlara bakıyorsunuz ve eylemin iyi veya kötü olduğunu görüyorsunuz. | TED | وما عليك إلا بالنظر إلى النتائج وترى ما اذا كان ذلك ، عموما ، لشيءٍ جيد أم لشيءٍ أسوء. |
İyi veya kötü gün olması umurumda bile değil, yine de size vururum! | Open Subtitles | لا أهتم إن كان يوماً جيداً أو سيئاً، سأضربك على أي حال |