Çevreyi değiştirerek insanların davranışını da iyi yönde değiştirebilirdik. | Open Subtitles | سنغير سلوك البشر للأفضل بمجرد تغيير بيئتهم |
Hayır, değiştiğini söylüyorsun ama bu yaptığın hiç de iyi yönde bir değişiklik değil. | Open Subtitles | كلاّ، انظر .. لقد قلت بأنّك قد تغيّرت ولكن ما تفعله الآن ليس تغييراً للأفضل |
Dünyanın çoğu zaman iyi yönde değiştiğini görecek kadar uzun süre yaşamış yaşlı bir adam olarak sana bir tavsiye vereyim. | Open Subtitles | نصيحة من رجل عجوز عاش بما يكفي ،ليرى العالم يتغير، وفي الغالب للأفضل |
Eğer yaşamalarına izin verilseydi dünyayı iyi yönde değiştirme ihtimali olan 28 kişi. | Open Subtitles | الـ 28 شخصاً كان يمكنهم تغيير العالم إلى الأفضل أينما سمح لهم العيش |
Ama onları iyi yönde kullanmanın bir yolunu bulmak zorundasın yoksa bu sadece doğal kaynakları boşa harcamak olur. | Open Subtitles | لكن عليك معرفة طريقة إستخدامها للخير وإلا تصبح |
Güçleri varsa, onları iyi yönde kullanıyor. | Open Subtitles | إن كان يملك قوى، فهو يستخدمها في الصالح. |
Değişti ve pek iyi yönde değil. | Open Subtitles | إنها مختلفة وليست بطريقة جيدة |
Herkes değişir, ve her zaman iyi yönde değil. | Open Subtitles | يتغييرات الجميع، وليس دائما للأفضل. |
Tamam. İyi yönde mi, kötü yönde mi? | Open Subtitles | حسناً ، أهو تغيير للأفضل أم للأسوأ |
Burada, onlarla yaşamak hayatımı iyi yönde değiştirdi. | Open Subtitles | لقد تغيرت حياتي للأفضل بعد أن عشت معهم |
Hayatımdaki insanlar bu değişimin iyi yönde olduğunu düşünmedi. | Open Subtitles | بطرق لم يظن الجميع في حياتي أنها للأفضل |
Herşeyin İyi yönde Nasıl Değiştiğine Bir Bak. | Open Subtitles | أنظر كيف أنّ الأمور تغيّرت للأفضل |
Size dinleteceğim şey hayatınızı değiştirecek ancak iyi yönde değil. | Open Subtitles | ما أنا على وشك تشغيله لكم سوف يغير حياتكم... و ليس للأفضل. |
Umarım, iyi yönde değişmiştir. | Open Subtitles | آمل أنها قد تغيرت للأفضل. |
Hayatım iyi yönde değişti. | Open Subtitles | لقد تغير حياتي للأفضل |
Sanırım sen hayatımı iyi yönde değiştirdin. | Open Subtitles | أعتقد بأنك غيرت حياتي للأفضل |
Bakın, çılgınca görünüyor olabilir, ama belki de herşeyi iyi yönde değiştiririz. | Open Subtitles | نظرة، وأنا أعلم أنه يبدو مجنون، ولكن ربما يمكننا تغيير الأمور إلى الأفضل. |
Oğlumuz Berk'i iyi yönde değiştirdi. | Open Subtitles | لقد غير ابننا "بيرك" إلى الأفضل |
Sonunda bilimimizi iyi yönde kullanabileceğiz. | Open Subtitles | سنتمكن أخيراً من استعمال علمنا للخير |
Eğer güçleri varsa, onları iyi yönde kullanıyor. | Open Subtitles | إن كان يحوذ قوى، فهو يستخدمها في الصالح. |
İyi yönde ama. Burayı kastediyorsun? | Open Subtitles | أعتقد بطريقة جيدة. |
Hayır, iyi yönde. | Open Subtitles | لا، على نحو جيد. |