Röntgenler yeni iyileşmiş kaburga kırıkları ve çatlak kol kemiği gösteriyor. | Open Subtitles | الأشعة أظهر عظام أضلاع مكسورة وكسر في عظم العضد شفيت مؤخرا |
O andan sonra... iyileşmiş gibi yaptım... ve beni serbest bıraktılar. | Open Subtitles | ومن هذه اللحظة وأنا أتصرف كما لو كنت شفيت وهكذا اطلقوا سراحى |
Bir kişinin tüm kimliği "Ebola'yı atlattı"dan ibaret olursa o toplum kendisini nasıl iyileşmiş olarak düşünebilir? | TED | وكيف يمكن لمجتمع أن يعتبر نفسه بأنه شفي عندما تتحدد هوية الشخص الكاملة بأنه تعافى من إيبولا؟ |
Sol kol üzerinde iyileşmiş ısırık izleri, hem önde hem de arkada muhtemelen köpek ısırmış. | Open Subtitles | آثار عض ملتئمة على الساعد الأيسر من داخل وخارج الساعد. ربما بسبب حيوان ذا أنياب |
Kalçasında iyileşmiş yara izleri görüyorum, sanki damgalanmış gibi. | Open Subtitles | أنا أرى ندبات تلتئم بشكل جيد على الفخذ تقريبا مثل العلامات التجارية |
Kalınbağırsak kanseri için ameliyat olmuş, ama tamamen iyileşmiş gibi duruyormuş. | Open Subtitles | إتّضح أنّه خضع لعمليّة جراحيّة لإزالة سرطان القولون، ولكن يبدو أنّه شُفي منه. |
İyileşmiş gibi davranmadım, Kristen sorduğun şey buysa yani, gerçekten iyileştim. | Open Subtitles | لم أتصنع الشفاء "كريستين" لو أن هذا ما تقصدين لقد شُفيت |
Biraz iyi gibisiniz. Yaranız neredeyse iyileşmiş gibi. | Open Subtitles | تبدو أنك قد تحسنت و جراحك تبدو وكأنها شفيت |
Kurbanımızın L1 ve L2 omurgasında iyileşmiş, basınç çatlakları var. | Open Subtitles | ضحّيتنا تعافت من كسور في أول فقرتين أسفل ظهرها |
İyileşmiş yara izleri bunun 30 ile 40 yıl önce olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | شفاء أنسجة الجروح تشير إلى أن هذا قبل 30 أو 40 عاماً |
Ve buradan çıkarken, tamamıyla iyileşmiş olacaksınız. | Open Subtitles | وعندما تخرج من هنا , ستكون قد شفيت تماما |
Kendiliğinden iyileşmiş gibi görünüyor. Sonra bu gece ölü erkek arkadaşınla tanışmam. | Open Subtitles | يبدو أنّها شفيت تلقائيًّا من نفسها، وكل هذا بعد رؤية خليلك الميّت الليلة؟ |
Tamamen iyileşmiş. Saç kıllarında uzama var. | Open Subtitles | لقد شفي الجرح تقريباً و هناك بعض الشعر قد نما |
Elastik bandaj koymuştum, şimdiye kadar iyileşmiş olmalıydı. | Open Subtitles | .وضعت ثلجا وضماده .من المفروض ان يكون شفي |
Çene kemiğinde iyileşmiş bir kırığa dair delil buldum. | Open Subtitles | وجدت ادلة على كسور ملتئمة فى الفك السفلى |
Gerçekten gelecek yıl Doğu Indy'de seni ve iyileşmiş ayağını görmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا على أمل حقا أن نرى لك والذي قدم تلتئم لك في الشرق إندي العام المقبل. |
Alnında küçük bir çizik var, ama ölüm saatinden önce iyileşmiş. | Open Subtitles | يوجد جرح خفيف على جبهته، لكنّه شُفي قبل وقت الوفاة. |
Şimdi çok da fena değil. Neredeyse iyileşmiş. | Open Subtitles | ليست سيءً للغاية حالياً تقريباً قد شُفيت |
Ancak son yıllarda gelen dilekçeler gösteriyordu ki insanların geçimi iyileşmiş ve refah içinde yaşıyorlardı. | Open Subtitles | لكن النصّب التذكارية في السنوات الأخيرة أظهرت بأن معيشة الناس تحسنت ويعيشون في قناعة. |
Aferin ona. Neredeyse ölümden geri dönüp tamamen iyileşmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | جيد بالنسبة لها ,يبدو الأمر كما لو أنها تقريبا تعافت تماما من وفاتها |
Ve bugün buradan ayrıldığında iyileşmiş olmayacaksın belki ama çok daha iyi hissedeceksin. | Open Subtitles | وعندما تغادر هذا المكان اليوم ربما لن تشفى أبداً لكنك ستشعر بتحسن كبير , أعدك بذالك |
Sağ gözün iyileşmiş. | Open Subtitles | تبدو عينك اليمنى متعافية تماماً |
Küçük olduğu için beyin hızlı iyileşmiş. | Open Subtitles | ان دماغه قد شفى بسرعة لا نه كان صغيرا |
Tamam, John'a hasta bir dürüst mü yoksa iyileşmiş bir yalancı mı olmak istediğini soralım. | Open Subtitles | إن كان يريد أن يبقى مريضاً حقاً أو أن يشفى كذباً |
George Castner İyileşmiş Saplantılı Kişilik | Open Subtitles | جورج غاستنر)، متعافي) من مرض الوسواس القهري |
Söylentilere göre, Başkan'ın, başarısızlıkla sonuçlanan suikastte aldığı yaralar iyileşmiş ve kısa bir süre sonra demeç vermesi bekleniyor... | Open Subtitles | وقد تعافى الرئيس بشكل غير مباشر من إصاباته التى عانى منها نتيجة محاولة إغتياله والمتوقع أن يُلقى كلمة قريباً |