| Sam'i Ezekiel adında bir meleğin iyileştirdiğini söylemiştin? | Open Subtitles | هل قلت ان اسم الملاك الذي ساعد في شفاء سام هو ايزيكيل؟ |
| Marshall Lisesinden iki kız, bir Atrianın cyper kullanarak ikisinden birini nasıl iyileştirdiğini konuşuyordu. | Open Subtitles | فتاتين من المدرسة الثانوية يتحدثا عن شفاء إحداهما عن طريق اتريان باستخدام السايبر |
| Her zaman buranın insan ruhunu iyileştirdiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | ـ لطالما آمنت بأن هذا المكان بإستطاعته أن يشفي الروح |
| Zamanın tüm yaraları iyileştirdiğini duymuştum ama henüz kendim tecrübe etmedim. | Open Subtitles | سمعت أن الزمن يشفي الجراح، لكن هذا منافٍ لخبرتي. |
| Ona beni iyileştirdiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبره أنك عالجتني |
| Beni iyileştirdiğini söyleyeceğim ona. | Open Subtitles | سأخبره أنك عالجتني |
| Ama Isaac'ın seni iyileştirdiğini söyledin. | Open Subtitles | لكنك.. قلتي أن إسحق عالجك |
| Bu yıllarda Cizvit misyonerleri Peru'da kınakına ağaçlarının kabukları içinde bulunan kinin adlı maddenin sıtmayı iyileştirdiğini bulmuşlardı. Kinin günümüzde de sıtma tedavisinde kullanılan bir ilaç. | TED | عندما اكتشف المرسلون اليسوعيون في البيرو لحاء شجرة الكينا وعثروا داخل اللحاء على مادة الكينين التي تُستعمل إلى يومنا هذا في شفاء الملاريا |
| Kendini nasıl iyileştirdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين كيف تستطيعين شفاء نفسك؟ |
| Bay Wiggs ölmeden önce hep kireçlenmelerini iyileştirdiğini söylerdi. | Open Subtitles | دائما ما كان يُقسم السيد (ويجز) أنه سبب شفاء الروماتزم لديه قبل أن يموت |
| Kendini iyileştirdiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول انه يشفي نفسه؟ |
| Zamanın yaraları iyileştirdiğini söylerler. | Open Subtitles | يقولون بأن الزمن يشفي كل جرح |
| Ona beni iyileştirdiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبره أنك عالجتني |
| Ona beni iyileştirdiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبره أنك عالجتني |
| Ama.. ama bana Isaac'in seni iyileştirdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لكنك.. قلتي أن (إسحق) عالجك |