Hastalıklarını iyileştiren, hayatındaki tahribatlardan seni kurtaran O'dur. | Open Subtitles | و الذي يشفي جميع أمراضك و الذي يحمي حياتك من الدمار |
Kötü bir cadıdan... yaralı kalpleri iyileştiren bir iksir çalacağım. | Open Subtitles | جئت لأسرق شراباً مِنْ ساحرة ماكرة يشفي قلباً مفطوراً |
Her neyse, Kanaan'ı ve diğer melezleri iyileştiren ben değildim. | Open Subtitles | حسناً, على اي حال, لم اكن انا من عالج (كنان) و المهجنين الاخرين. |
Aynı isimde tükürüğüyle bir serçenin bacağını iyileştiren bir dede varmış. | Open Subtitles | "خرافة الكورية" (هناك أيضاً رجلٌ عجوز يدعى (كيم هيونغ بو الذي عالج ساق السنونو! |
Belki de asıl iyileştiren kurulan iletişimdir. | Open Subtitles | ربما العلاقة التي تشفي في الحقيقة |
Sanırım bizi iyileştiren şeyle alakalı. | Open Subtitles | أعتقد بأنها مرتبطةٌ بما شفاني |
Bence oradaki su onları iyileştiren şey olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن مياه الجدول هناك قد تكون شافية لهم. |
...Rahip'in iyileştiren ışığı karşısında! | Open Subtitles | من أجل الحب الشافي لـ(براذر فيث) يا إلهي! |
Kopan bir siniri tekrar bağladığınızda onu iyileştiren siz mi olursunuz yoksa vücut mu? | Open Subtitles | حين تعيد وصل عصب مقطوع، أأنت من يشفيه ليلتحم أم الجسد؟ |
Ama narflar kendilerini koruyabilir, dedi. Onları iyileştiren "Kii" adında çamurları varmış. | Open Subtitles | الحوريات يستطعن حماية أنفسهن لديهن طين يشفيهن |
Ama sanırım asıl iyileştiren manzara. | Open Subtitles | ولكن المنظر هو ما أعتقد أنه يشفي |
Ama sanırım asıl iyileştiren manzara. | Open Subtitles | ولكن المنظر هو ما أعتقد أنه يشفي |
Skye'ı iyileştiren ve Coulson'ı hayata döndüren ilacı kopyalamaya yaklaştık. | Open Subtitles | لقد اقتربنا من إنهاء العقار الذي عالج (سكاي) وأعاد (كولسون) للحياة. |
Stéphanie'yi iyileştiren uzmanı aradım. | Open Subtitles | تحدثت مع الشخص الذي عالج (ستفاني). |
Yao Fei'in mağarada her şeyi iyileştiren süper otları vardı. | Open Subtitles | (ياو فاي) لديه أعشاب جيّدة في الكهف تشفي أيّ شيء |
Beni iyileştiren sendin. | Open Subtitles | أنت من شفاني |
Etrafımda dolaşan, sihirleriyle yaralı ateş böceklerini iyileştiren küçük tatlı bir kızım var. | Open Subtitles | لديّ ابنة جميلة تجول شافية اليراعات الجريحة بسحرها. |
Hasarlı bir siniri yeniden bağladığında onu iyileştiren sen misin yoksa beden mi? | Open Subtitles | عندما تعيد ربط عصب تالف هل أنت من يشفيه بالكامل أو الجسد هو الذي يفعل ذلك؟ |
Onları iyileştiren "Kii" adında çamurları varmış. | Open Subtitles | (بمنحهن طيناً يسمى (كى والذى يشفيهن |