"iyileştirmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لعلاج
        
    • لتحسين
        
    • لمعالجة
        
    • لشفاء
        
    • لأعالج
        
    • لتتحسن
        
    • لجعل
        
    • لنعالجه
        
    • لمعالجتك
        
    • تحسين
        
    Kırık kalbinizi iyileştirmek için hayatınızdaki o boşlukları bulmalı ve doldurmalısınız, hepsini kastediyorum. TED لعلاج تحطم قلوبكم، عليكم تحديد هذه الفراغات في حياتكم وملؤها، وأقصدٌ جميع الفراغات.
    Benden de hiç yakalanmayacağım bir hastalığı iyileştirmek için sürekli bağışta bulunmam isteniyor. Open Subtitles الناس يطلبون منى التبرع بنقود لعلاج بعض الأمراض انا حتى لن اصاب بها
    ve her yıl eğitimi iyileştirmek için yüzlerce girişim gerçekleşiyor. TED وهناك مئات المبادرات في كل عام في محاولة لتحسين التعليم.
    Doğum günü partisiyle ilgili yaygarayı iyileştirmek için söylemiş. Pardon. Open Subtitles في محاولة لتحسين كامل الضجة التي أثارها حفل عيد ميلاد
    Kötü bir yanığı iyileştirmek için ne kullanırdınız? Open Subtitles إذن ماذا تستخدمين لمعالجة الحروق الملتهبة؟
    Ama Büyük Kral, sonra öğrenmiş ki babam, büyülü yakutu kalbi ölen oğlunu iyileştirmek için kullanacakmış. Open Subtitles عندما عرف الملك العظيم لاحقاً أن والدي كان بحاجة إلى الزمرد لشفاء قلب ابنه الذي يحتضر
    Onu iyileştirmek için daha insancıl bir yol yok mu? Open Subtitles ليست هناك طريقة أخرى، بطريقة أكثر ا? نسانية لعلاج لها؟
    Dünyada bugün yaralarını iyileştirmek için bu gereci kullanan 400.000 hasta var. TED يوجد الآن حوالي 400 ألف مريض حول العالم استخدموا تلك المادة لعلاج جراحهم
    Sonra bayanın migrenini iyileştirmek için kullandığı cihazın nasıl birşey olduğunu gördünüz. TED ثم إنكم رأيتم شكل ذلك الجهاز ، الذي كانت تستخدمه تلك المرأة لعلاج الصداع النصفي ؟
    Ne kadar zor olduğu sorun değil, ya da nasıl tükendiğim gözlerini iyileştirmek için bir yol bulacağım. Open Subtitles لا يهم مدى صعوبة الأمور أو كم أنا مجهد سأجد وسيلة لعلاج عينيكِ
    Dim mak, insanları iyileştirmek için de öldürmek için de kullanılabilir. Open Subtitles ديماك كما يستخدم لعلاج الناس يستخدم ايضاً لقتل الناس
    Durumu iyileştirmek için ne yapabilirim diye düşünürken bir fikir geliştirmeye başladım. TED بدأت في تطوير فكرة حول ما أستطيع فعله لتحسين الوضع.
    Dünyayı iyileştirmek için tüm çabalarımız boşa çıktıysa daha fazla harcama yapmanın anlamı ne? TED إذا كانت كل جهودنا لتحسين العالم تذهب سدى لماذا نهدر مزيداً من المال؟
    Çok sayıda çalışma, ülke çapında, insanların kendi yaşamlarını iyileştirmek için nakit para transferini kullandıklarını gösteriyor. TED تظهرالعشرات من الدراسات على العديد من الأصعدة أن الناس يستعملون التحويلات النقدية لتحسين حياتهم.
    İkincisi, herkes yaşamını iyileştirmek için gerekli yapı taşlarına ulaşabiliyor mu: Eğitim, bilgi, sağlık ve sürdürülebilir çevre? TED ثانياً: هل لدى كل شخص إمكانية وصول للمكونات الأساسية لتحسين حياتهم: مثل التعليم و المعرفة والبيئة المستدامة؟
    Nasırlarını iyileştirmek için morfin lâzım olacak bana derialtı şırıngası, kükürt merhemi tuvalet ispirtosu, neosalvarsan da. Open Subtitles لمعالجة إصابتك، سأحتاج للمورفين للحقن تحت الجلد مراهم الكبريت، الكحول الطبي
    Eğer NTAC da çalışıyor olsaydım kayıp 4400leri bulmak biraz daha az zaman harcar ve elimde olanları iyileştirmek için daha fazla çaba sarfederdim. Open Subtitles لو كنت اعمل في الامن الداخلي كنت سأستغل الوقت في البحث عن الـ 4400 المفقودين و وقت آخر لمعالجة الآخرين الذي لدي
    Arkadaşlarım Howard ve Michelle köy resifimi iyileştirmek için bana yeni araçlar verdi. Open Subtitles أصدقائي هاوارد وميشيل أعطوني أدوات جديدة لشفاء شعبة قريتي المرجانية
    Burada hastaları iyileştirmek için bulunduğumu sanıyordum seni eğlendirmek için değil. Open Subtitles ظننت انني هنا لأعالج المرضى و ليس لتسليتك
    Seni iyileştirmek için yapmam gerekeni yaptım. Open Subtitles انا افعل ما يجب علي القابه به لتتحسن
    Oradaki adamın deneyimlerini iyileştirmek için ve eğer o iyi biri değilse kendimizi korumak için onun tüm verilerini toplamalı mıyız? TED هل ينبغي علينا أن نجمع كل بيانات ذلك الشخص لجعل من تجربته أفضل ونحمي أنفسنا في حال كان غير مفيدٍ لنا ؟
    Yani onu iyileştirmek için ihtiyacımız olan amfoterisin B dozu onu sağır edebilir. Open Subtitles مما يعني أن الجرعة التي سنحتاجها من الأمفوتريسين بي لنعالجه سوف تجعله أصما
    Wes seni iyileştirmek için bir yol bulana kadar saklamak için buraya getirdim. Open Subtitles جلبتك لهنا لأخفيك ريثما يجد صديقنا (وِس) طريقة لمعالجتك.
    Onların yaşadığı yerlerde çalışır ve bu iş onların sağlığını iyileştirmek için yapılır. TED يتواجد في مكان معيشتهم و ما يقوم به هو تحسين حالتهم الصحية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more