| Bu yüzden büyük çatlakları iyileştirmenin en iyi yolu, betonun kendisine yardım araçları vermektir. | TED | إذا ربما الطريقة الأفضل لعلاج الشقوق الكبيرة هي إعطاء الخرسانة الأدوات لتساعد نفسها. |
| Bunu iyileştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | إنه الوقت المناسب لعلاج هذا |
| Bakıyorum kendini iyileştirmenin bir yolunu bulmuşsun. | Open Subtitles | يبدو أنّك وجدتَ طريقةً لشفاء نفسك |
| Babamı iyileştirmenin bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة لشفاء أبي |
| İyileştirmenin sonucunda halüsinasyonlar görebilirsin. | Open Subtitles | الهلوسة يمكن أن تكون أحد الأثار الجانبية للشفاء ، هل ذكرت أنا ذلك ؟ |
| Çünkü ikinize teklif etmemiz gereken şey ikinizin beraber tahammül ettiğiniz şeyi iyileştirmenin tek yolu olabilir. | Open Subtitles | لأن ما سنعرضه عليكما أنتما الاثنان قد يكون السبيل الوحيد للشفاء بعد ما قاسيتماه معًا. |
| - Onu iyileştirmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | حسنا، هذه الطريقة الوحيدة لعلاجه. |
| - Büyükanneyi iyileştirmenin bir yolu var. | Open Subtitles | توجد طريقة لعلاج جدتي |
| Sör Jorah'ı iyileştirmenin bir yolunu bulmuş olabilirim. | Open Subtitles | ربّما عثرت على طريقة (لعلاج السيّد (جورا. |
| Evet, Lukas'ı iyileştirmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | نعم , انه الطريقة الوحيدة لعلاج (لوكاس) |
| Bilimsel olmayan bir şey ilgini çekmez sanıyordum. Eğer Melanie'yi iyileştirmenin yolu buysa görmek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، لو كانت هذه طريقة لشفاء (ميلاني)، فأودّ رؤيتها. |
| Belki Lucifer bedenini iyileştirmenin bir yolunu bulmuştur. | Open Subtitles | ربما وجد "لوسيفر" وسيلة لشفاء وعائه |
| Eğer bunlar iyileştirmenin araçları olmasaydı, çenene fena geçirirdim. | Open Subtitles | لو لم تكن هذه أدوات للشفاء لكسرت لك فك |
| Kraliçeyi iyileştirmenin tek yolu var. | Open Subtitles | ليس هناك سوى طريقة واحدة للشفاء الملكة. |
| Artık onu iyileştirmenin bir yolunu arayacağız. | Open Subtitles | نحن نبحث عن طريقة لعلاجه الآن |