"izin verdiler" - Translation from Turkish to Arabic

    • لقد سمحوا لي
        
    • لقد تركوني
        
    • سمحوا لنا
        
    • جعلوني
        
    • تركوها
        
    • سمحوا لك
        
    • يسمحون لي
        
    • لقد تركوا
        
    • كانوا يجعلونني
        
    • تركوك
        
    • تركونا
        
    • دعوك ترحل
        
    • سُمح
        
    • سمحو
        
    • سمحوني
        
    Burada kalmama izin verdiler , ben de onlara yardım ediyorum. Open Subtitles لقد سمحوا لي بالعيش هنا وأنا أساعدهم في التصليحات
    Arka ofiste uyumama izin verdiler. Open Subtitles جيد , جيد لقد تركوني أنام في المكتب الخلفي الكنبة كانت مريحة
    Her zaman meyvelerimizi kiler'e koymamıza izin verdiler. Open Subtitles لطالما سمحوا لنا بأن نضع فاكهتنا في قبوهم
    Sicim teorisini değiştirmeme izin verdiler ama beni birinci sınıf profesörü yaptılar ve ders vermem gerekiyormuş. Open Subtitles لقد سمحوا لي بالتخلي عن نظرية الأوتار، لكنهم جعلوني بروفيسور مبتدئ و يطلبون مني أن أدرس فصل.
    Peki. Ama niye gitmesine izin verdiler? Open Subtitles حسنا لكن لماذا تركوها تذهب ؟
    Senin gibi yabancının buraya girmesine nasıl izin verdiler? Open Subtitles كيف سمحوا لك بالدخول إلى هنا أيها الغريب ؟
    Bu yüzden bana bu şeylerden almama izin verdiler, uh- serbest çalışmalardan mı? Open Subtitles اذاً هم يسمحون لي بمتابعة هذه الدروس الجانبيّة ؟
    Tüm gece uyanık kalmama izin verdiler! Open Subtitles لقد سمحوا لي بالبقاء مستيقظاً طول الليل
    "Polis şeridindeki adamlar geçmeme izin verdiler." -... ben saatte 80 km/h derdim. Open Subtitles ... لقد سمحوا لي بالدخول ، لذا أقدر سرعتها بما لا يقل عن 50 ميلاً في الساعة
    Sınav süresi bittikten sonra devam etmeme izin verdiler. Open Subtitles لقد تركوني أكتب لمدة أطول بعد انقضاء الساعات الثلاث.
    Sonunda müşterilerle temas edebileceğim bir iş yapmama izin verdiler! Open Subtitles لقد تركوني أخيراً أتفاعل مع الزبائن
    Neden gitmemize izin verdiler? Open Subtitles أنتهى الأمر لِمَِ سمحوا لنا بالذهاب بحق الجحيم ؟
    Sonunda arabayı görmeme izin verdiler. Open Subtitles أخيرًا جعلوني أرى السيارة.
    Nihayet Gotham Polis Departmanı tarafından köşeye sıkıştırıldığında ise kaçmasına izin verdiler. Open Subtitles وبمجرد أن حاصرتها شرطة (غوثام) أخيراً، تركوها تهرب
    Ve unutmayın biraz yeşillik yemelisiniz yani herkes Jolly Rancer yesin. Tel kullanmaya devam etmene izin verdiler mi? Open Subtitles لذا جميعكم خذو حلوى عجال جولي هل سمحوا لك بأحتفاظ التقويم؟
    Modellik yapmam karşılığında geceleri stüdyoyu kullanmama izin verdiler. Open Subtitles مقابل عملي كعارض , يسمحون لي باستخدام الأستوديو ليلا
    Hüçrelerinde zincirli bir avuç mahkumun kendilerini alaşağı etmesine izin verdiler! Open Subtitles لقد تركوا أنفسهم لجموعة من المجرمين في سلاسل وأقفاص
    Ama 3 harika profesör derslerine katılmama izin verdiler. Open Subtitles لكن كان هناك ثلاثة أساتذة لطفاء كانوا يجعلونني أحضر محاضراتهم
    Askeri refakatçı olmadan bu yoldan gitmenize nasıl izin verdiler. Open Subtitles كيف تركوك تسلكُ هذا الطريق بدون مرافقِ عسكريِ؟
    "Bu çok zor olmadı. Bunun yanında, gitmemize izin verdiler." Open Subtitles هذا لا يبدو صعباً اضافة الى انهم تركونا نرحل
    - Demek yaşamana izin verdiler? Open Subtitles دعوك ترحل حياً إذاً؟
    Yılda yalnızca bir görüşe izin verdiler iki haftada bir de mektuba. Open Subtitles سُمح لها بزيارة واحدة في العام و رسالة واحدة كل أسبوعين
    Evde bunu yapmasına izin verdiler diyelim, okula adımını attığında kendini küçük düşürmüş olacak. Open Subtitles حسنا . انه شيء مختلف اذا سمحو لها بذلك في المنزل لكن بمجرد ان تخطو خطوه داخل المدرسه
    Ben insan aklını onlardan kat kat fazlasıyla anlamıştım, böylece becerilerimi bir bilim adamı olarak korumama izin verdiler... çünkü bunlara ihtiyaçları vardı. Open Subtitles فهمت أن عقل الإنسان أفضل منهم بكثير، سمحوني أنا احفظ مهاراتي كعالم لأن احتاجوها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more