Burada kalmama izin verdiler , ben de onlara yardım ediyorum. | Open Subtitles | لقد سمحوا لي بالعيش هنا وأنا أساعدهم في التصليحات |
Arka ofiste uyumama izin verdiler. | Open Subtitles | جيد , جيد لقد تركوني أنام في المكتب الخلفي الكنبة كانت مريحة |
Her zaman meyvelerimizi kiler'e koymamıza izin verdiler. | Open Subtitles | لطالما سمحوا لنا بأن نضع فاكهتنا في قبوهم |
Sicim teorisini değiştirmeme izin verdiler ama beni birinci sınıf profesörü yaptılar ve ders vermem gerekiyormuş. | Open Subtitles | لقد سمحوا لي بالتخلي عن نظرية الأوتار، لكنهم جعلوني بروفيسور مبتدئ و يطلبون مني أن أدرس فصل. |
Peki. Ama niye gitmesine izin verdiler? | Open Subtitles | حسنا لكن لماذا تركوها تذهب ؟ |
Senin gibi yabancının buraya girmesine nasıl izin verdiler? | Open Subtitles | كيف سمحوا لك بالدخول إلى هنا أيها الغريب ؟ |
Bu yüzden bana bu şeylerden almama izin verdiler, uh- serbest çalışmalardan mı? | Open Subtitles | اذاً هم يسمحون لي بمتابعة هذه الدروس الجانبيّة ؟ |
Tüm gece uyanık kalmama izin verdiler! | Open Subtitles | لقد سمحوا لي بالبقاء مستيقظاً طول الليل |
"Polis şeridindeki adamlar geçmeme izin verdiler." -... ben saatte 80 km/h derdim. | Open Subtitles | ... لقد سمحوا لي بالدخول ، لذا أقدر سرعتها بما لا يقل عن 50 ميلاً في الساعة |
Sınav süresi bittikten sonra devam etmeme izin verdiler. | Open Subtitles | لقد تركوني أكتب لمدة أطول بعد انقضاء الساعات الثلاث. |
Sonunda müşterilerle temas edebileceğim bir iş yapmama izin verdiler! | Open Subtitles | لقد تركوني أخيراً أتفاعل مع الزبائن |
Neden gitmemize izin verdiler? | Open Subtitles | أنتهى الأمر لِمَِ سمحوا لنا بالذهاب بحق الجحيم ؟ |
Sonunda arabayı görmeme izin verdiler. | Open Subtitles | أخيرًا جعلوني أرى السيارة. |
Nihayet Gotham Polis Departmanı tarafından köşeye sıkıştırıldığında ise kaçmasına izin verdiler. | Open Subtitles | وبمجرد أن حاصرتها شرطة (غوثام) أخيراً، تركوها تهرب |
Ve unutmayın biraz yeşillik yemelisiniz yani herkes Jolly Rancer yesin. Tel kullanmaya devam etmene izin verdiler mi? | Open Subtitles | لذا جميعكم خذو حلوى عجال جولي هل سمحوا لك بأحتفاظ التقويم؟ |
Modellik yapmam karşılığında geceleri stüdyoyu kullanmama izin verdiler. | Open Subtitles | مقابل عملي كعارض , يسمحون لي باستخدام الأستوديو ليلا |
Hüçrelerinde zincirli bir avuç mahkumun kendilerini alaşağı etmesine izin verdiler! | Open Subtitles | لقد تركوا أنفسهم لجموعة من المجرمين في سلاسل وأقفاص |
Ama 3 harika profesör derslerine katılmama izin verdiler. | Open Subtitles | لكن كان هناك ثلاثة أساتذة لطفاء كانوا يجعلونني أحضر محاضراتهم |
Askeri refakatçı olmadan bu yoldan gitmenize nasıl izin verdiler. | Open Subtitles | كيف تركوك تسلكُ هذا الطريق بدون مرافقِ عسكريِ؟ |
"Bu çok zor olmadı. Bunun yanında, gitmemize izin verdiler." | Open Subtitles | هذا لا يبدو صعباً اضافة الى انهم تركونا نرحل |
- Demek yaşamana izin verdiler? | Open Subtitles | دعوك ترحل حياً إذاً؟ |
Yılda yalnızca bir görüşe izin verdiler iki haftada bir de mektuba. | Open Subtitles | سُمح لها بزيارة واحدة في العام و رسالة واحدة كل أسبوعين |
Evde bunu yapmasına izin verdiler diyelim, okula adımını attığında kendini küçük düşürmüş olacak. | Open Subtitles | حسنا . انه شيء مختلف اذا سمحو لها بذلك في المنزل لكن بمجرد ان تخطو خطوه داخل المدرسه |
Ben insan aklını onlardan kat kat fazlasıyla anlamıştım, böylece becerilerimi bir bilim adamı olarak korumama izin verdiler... çünkü bunlara ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | فهمت أن عقل الإنسان أفضل منهم بكثير، سمحوني أنا احفظ مهاراتي كعالم لأن احتاجوها |