"izin vermeyeceğimi" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن أدع
        
    • لن أترك
        
    • لن أسمح لك
        
    • لَنْ أُساندَ أيّ
        
    • أستطيع أن أتركك
        
    Ona bir şey olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. Open Subtitles عليكِ أن تعلمي أنّي لن أدع شيئًا يحدث له.
    Tek bildiğim şey bıçak kemiğe dayanınca onu kimsenin incitmesine izin vermeyeceğimi fark ettim. Open Subtitles ما أعلمه أنّي اضطررت للمقاومة، وأدركت أنّي لن أدع أيّ أحد يأذيه.
    Sana veya çocuklara birşey olmasına asla izin vermeyeceğimi biliyorsun. Open Subtitles أنت تعلمين أنني لن أدع أي شيء يحدث لك أو للأولاد
    Bu yüzüğün gitmesine asla izin vermeyeceğimi bilirsin bebeğim. Open Subtitles تعرفي بأنّني لن أترك هذا الخاتم، يا شروق الشمس
    Bir daha kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyeceğimi söyledim. Open Subtitles أخبرته أني لن أترك أي أحد يؤذيه ثانياً
    Ama ikimiz de yapmayı planladığın şeye izin vermeyeceğimi biliyoruz. Open Subtitles لكننا نعلم أنني لن أسمح لك بفعل ما تخطط له
    Oraya gitmene izin vermeyeceğimi biliyorsun. Open Subtitles تعلم أني لن أسمح لك بالذهاب إلى هناك، هيا بنا
    Kelp, hatırladığıma göre, buraya geldiğinde, sana ve fakültenin diğer yeni üyelerine üniversite tesislerinin kişisel deneyler için kullanılmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. Open Subtitles Kelp، كما أَتذكّرُ، على وصولِكَ هنا، أخبرتُك والآخرون أعضاء كليّةِ جدّدِ، أنا سوف لَنْ أُساندَ أيّ عضو الموظّفين يَستعملُ وسائلَ الجامعةَ
    Bu sefer izin vermeyeceğimi biliyordum. İzin vermeyeceğim. Open Subtitles أنا فقط لن أستطيع أن أتركك تذهب لن أتركك هذه المرة
    Ve bebeğe bir şey olmasına izin vermeyeceğimi söyle ona Open Subtitles وأخبرها أن لن أدع أى شيء يحدث للطفلة.
    Buna asla izin vermeyeceğimi bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعلم أنني لن أدع هذا يحدث أبدا؟
    Oğluna bir şey olmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. Open Subtitles -أخبرتُكِ أنّي لن أدع شيئًا يحدث لابنكِ .
    Rosemary'nin zarar görmesine asla izin vermeyeceğimi biliyorsun. Open Subtitles وتعرفين أنني لن أدع شئ يؤذي روزماري) قط)
    Bunun olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. Open Subtitles يجب أن فقط تعرفي أني لن أترك ذلك يحدث
    Sana seni ne kadar sevdiğimi ve hiçbir yere gitmene izin vermeyeceğimi anlatayım. Open Subtitles حتى أستطيع إخبارك مدى حبي، وكيف أني لن أسمح لك بالذهاب أبداً.
    Ama izin vermeyeceğimi biliyordun. Open Subtitles لاكنك تعرف بأنني لن أسمح لك بالذهاب
    Kelp, hatırladığıma göre, buraya geldiğinde, sana ve fakültenin diğer yeni üyelerine üniversite tesislerinin kişisel deneyler için kullanılmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. Open Subtitles Kelp، كما أَتذكّرُ، على وصولِكَ هنا، أخبرتُك والآخرون أعضاء كليّةِ جدّدِ، أنا سوف لَنْ أُساندَ أيّ عضو الموظّفين يَستعملُ وسائلَ الجامعةَ
    Şimdi neden gözle birlikte buradan gitmene izin vermeyeceğimi anlıyor musun? Open Subtitles أتفهمين الآن لماذا لا أستطيع أن أتركك ترحلين و العين معك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more