Ona bir şey olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | عليكِ أن تعلمي أنّي لن أدع شيئًا يحدث له. |
Tek bildiğim şey bıçak kemiğe dayanınca onu kimsenin incitmesine izin vermeyeceğimi fark ettim. | Open Subtitles | ما أعلمه أنّي اضطررت للمقاومة، وأدركت أنّي لن أدع أيّ أحد يأذيه. |
Sana veya çocuklara birşey olmasına asla izin vermeyeceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلمين أنني لن أدع أي شيء يحدث لك أو للأولاد |
Bu yüzüğün gitmesine asla izin vermeyeceğimi bilirsin bebeğim. | Open Subtitles | تعرفي بأنّني لن أترك هذا الخاتم، يا شروق الشمس |
Bir daha kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أني لن أترك أي أحد يؤذيه ثانياً |
Ama ikimiz de yapmayı planladığın şeye izin vermeyeceğimi biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعلم أنني لن أسمح لك بفعل ما تخطط له |
Oraya gitmene izin vermeyeceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أني لن أسمح لك بالذهاب إلى هناك، هيا بنا |
Kelp, hatırladığıma göre, buraya geldiğinde, sana ve fakültenin diğer yeni üyelerine üniversite tesislerinin kişisel deneyler için kullanılmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | Kelp، كما أَتذكّرُ، على وصولِكَ هنا، أخبرتُك والآخرون أعضاء كليّةِ جدّدِ، أنا سوف لَنْ أُساندَ أيّ عضو الموظّفين يَستعملُ وسائلَ الجامعةَ |
Bu sefer izin vermeyeceğimi biliyordum. İzin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا فقط لن أستطيع أن أتركك تذهب لن أتركك هذه المرة |
Ve bebeğe bir şey olmasına izin vermeyeceğimi söyle ona | Open Subtitles | وأخبرها أن لن أدع أى شيء يحدث للطفلة. |
Buna asla izin vermeyeceğimi bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعلم أنني لن أدع هذا يحدث أبدا؟ |
Oğluna bir şey olmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | -أخبرتُكِ أنّي لن أدع شيئًا يحدث لابنكِ . |
Rosemary'nin zarar görmesine asla izin vermeyeceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرفين أنني لن أدع شئ يؤذي روزماري) قط) |
Bunun olmasına izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن فقط تعرفي أني لن أترك ذلك يحدث |
Sana seni ne kadar sevdiğimi ve hiçbir yere gitmene izin vermeyeceğimi anlatayım. | Open Subtitles | حتى أستطيع إخبارك مدى حبي، وكيف أني لن أسمح لك بالذهاب أبداً. |
Ama izin vermeyeceğimi biliyordun. | Open Subtitles | لاكنك تعرف بأنني لن أسمح لك بالذهاب |
Kelp, hatırladığıma göre, buraya geldiğinde, sana ve fakültenin diğer yeni üyelerine üniversite tesislerinin kişisel deneyler için kullanılmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | Kelp، كما أَتذكّرُ، على وصولِكَ هنا، أخبرتُك والآخرون أعضاء كليّةِ جدّدِ، أنا سوف لَنْ أُساندَ أيّ عضو الموظّفين يَستعملُ وسائلَ الجامعةَ |
Şimdi neden gözle birlikte buradan gitmene izin vermeyeceğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | أتفهمين الآن لماذا لا أستطيع أن أتركك ترحلين و العين معك ؟ |