"izin vermeyeceğiz" - Translation from Turkish to Arabic

• لن نسمح
• لن ندع
• لن ندعك
• لن نتركك
• لن نترك
• لن ندعهم
• ولن نسمح
• لن نتركها
• لن ندعه
• لن نتركهم
• لن نجعل
• لن نجعلها
• لن ندعكم
• ولن ندع
• نسمح بحدوث

Bu simitleri kötü amaçlar için kullanacaksın... ve biz buna asla izin vermeyeceğiz.
هذا الكعك هو الشيء الوحيد الذي لن نسمح أن يتم إستخدامه في الشر

Ama biz onların iğrenç yalanlarını... ve malum bazı gelip geçici modaları yaymalarına izin vermeyeceğiz...
ولكننا لن نسمح لهم بنشر هذه الأكاذيب الخبيثة ولا الترويج لموضاتهم

Bugün doğsaydı onun için sorun olurdu ama bunun olmasına izin vermeyeceğiz.
لو كانت الولادة اليوم، لكنّا في مشكلة لكنّنا لن ندع هذا يحدث

Gördün mü tatlım babanın seni aç bırakmasına izin vermeyeceğiz.
هذا صحيح عزيزي لن ندع والدك يتركك تموت جوعاً, عزيزي

Aman ne romantik. Sadece, biz sana izin vermeyeceğiz.
يا له من أمر عاطفي و لكننا لن ندعك تفعل ذلك

İnsanların köyünün yakınına gitmene asla izin vermeyeceğiz.
قلت لك يا بالو لن نتركك تقترب من قرية البشر

Bu asalakların birinin bile buradan kaçmasına izin vermeyeceğiz.
لن نسمح لأيٍّ من تلك الوحوش بالهرب من هذا المكان.

Tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz. Bizim insanlarımıza olmaz.
. لن نسمح لأن يحدث ذلك ثانية , ليس لقومنا

Galaktik koordinatları 167.84, -58.03, -948 olan menekşe cüce yıldızını patlamanıza izin vermeyeceğiz.
لن نسمح لكم بتدمير النجمة القزمة البنفسجيه على الاحداثيات 167.84, -58.03, علامة 948.

Onun gibi tatlı bir leydinin suç işlemesine izin vermeyeceğiz.
لأنها سيده لطيفه لن نسمح لها بالسقوط من الكرامه

Ona ne yapmayı planladığını biliyoruz. Ve bunun olmasına izin vermeyeceğiz.
نحن نعلم إلامَ تخطط، و لن نسمح بحدوث ذلك.

Sizin gibi egoist, koca kafalı, gerizekalı pisliklerin yolumuza çıkmasına izin vermeyeceğiz.
نحن لن نسمح لبعض الأنانيين , كبار الرؤوس , و الوسخين أيا يكن ,يقف في طريقنا

Çok iyi anlıyorum, efendim. Onları şu aptal vergi memurlarının görmelerine bile izin vermeyeceğiz.
أفهم ذلك سيدي لن ندع رجال الضرائب الحمقى يرونه

Söz veriyorum Beti, Fred ve ben bunun olmasına asla izin vermeyeceğiz.
انا أقسم ، يا بيتي ، أنا و فريد لن ندع ذلك يحدث

Efendim, size söz veriyorum çocuğun kılına zarar gelmesine izin vermeyeceğiz.
اسمعني ، سيدي . انا أعدك لن ندع أي شيء يحصل لهذا الفتى

Tamam. Ama burada küçük işini yapmana izin vermeyeceğiz.
حسنا، ولكننا لن ندعك تقوم بعمليتك الصغيرة هنا

Sizin ve arkadaşın matematiğin ve güneşin Noeli mahvetmesine izin vermeyeceğiz.
نحن محبون أعياد الميلاد لن ندعك أنت والرياضيات

Bilinmeze yalnız gitmene izin vermeyeceğiz.
لن نتركك تذهبين للمجهول بمفردك

Bunu ne bir çiftçinin ne de bir yasa adamının almasına izin vermeyeceğiz...
ونحن لن نترك صاحب مزرعة أو مأموره يأخذ ذلك منا

Kendi sahamızda bizi yenmelerine izin vermeyeceğiz, değil mi?
لن ندعهم يعبثون بنا في بيتنا، أليس كذلك؟

Sistemi aldatmaya çalışıyor ve bunu yapmasına izin vermeyeceğiz.
إنّه يحاول خداع القانون، ولن نسمح له بذلك

Lütfen buradan elini koluna sallaya sallaya çıkmasına izin vermeyeceğiz deyin.
أخبروني رجاءً أننا لن نتركها ترحل من هنا هكذا

Senden daha fazla saklanmasına izin vermeyeceğiz değil mi?
لن ندعه يختبيء عنك أكثر من ذلك صحيح ؟

Sizi almalarına izin vermeyeceğiz Bayan Wilberforce.
نحن لن نتركهم يقبضوا عليك سيدة ويلبرفورس

Küçücük bir şeyin beni erkeğe çevirmesine ve benimle olmak... istemenin arkadaşlığımızı bozmasına izin vermeyeceğiz, değil mi?
لن نجعل شيئا كتحولي لرجل ووقوعك فى حبي يقف فى طريق صداقتنا، أليس كذلك؟

- Ameliyathaneye girmesine izin vermeyeceğiz.
ــ لن نجعلها تدخل إلى غرفة العمليّات.

Kahrolası aşağılamalarınızla bu anıları lekelemenize izin vermeyeceğiz.
نحن لن ندعكم تلطخون هذه الذكريات بجميع إهاناتكم اللعينة

Parayı saçma şeylere harcamayacağız ve paranın bizi değiştirmesine izin vermeyeceğiz.
نحن لن نصرف بجنون المال ولن ندع هذا المال يغيرنا