"izin vermezdim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأدع
        
    • لن أدع
        
    • لن أسمح
        
    • أدعه
        
    • أكن لأسمح
        
    • لأدعها
        
    • لن أدعك
        
    • لا أسمح
        
    • لأدعه
        
    • لاسمح
        
    • لم أكن لأدعك
        
    • لن أجعلك
        
    • لن ادع
        
    • كنت لأسمح
        
    • لأترك
        
    - Saçma. O durumun kızım ve torunumla arama mesafe koymasına izin vermezdim. Open Subtitles ما كنتُ لأدع ذلك يبعدني عن ابنتي وحفيديّ
    Kimsenin ona binmesine izin vermezdim. Open Subtitles لن أدع أحـداً يمتطيـه ولن أهتمّ بمن هـو أو هي
    Ama birinin benimle o şekilde konuşmasına izin vermezdim. Open Subtitles بالتأكيد لن أسمح لأي أحد أن يحدثني بتلك الطريقة.
    Benim suçumun cezasını kontun çekmesine izin vermezdim, ondan ne kadar hazzetmesem de. Open Subtitles لم أكن أدعه يموت جزاء جريمة أرتكبتها انا ..
    Oh! Öyle bir fırtınada dışarı çıkmana asla izin vermezdim. Open Subtitles لم أكن لأسمح لكِ أبداً بالخروج في مثل تلك العاصفة
    Kadının o setin civarlarında olmasına asla izin vermezdim. Open Subtitles لم أكن لأدعها تقترب حتى من موقع التصوير
    Olsaydi bile, onlarla konusmana izin vermezdim. Open Subtitles حتى لو كان هناك شهود لن أدعك تتكلم معهم
    Ben kız arkadaşımın psikiyatristime gitmesine asla izin vermezdim. Open Subtitles لا أسمح على الأطلاق لفتاة أن تذهب لطبيبى النفسى
    Cephane taşımasına izin vermezdim, tek başına silah. Open Subtitles ما كنتُ لأدعه يحمل الذخائر أو أدعه وحيداً مع سلاح
    Senin yerinde olsam o avanağın beni hemen yemeğe çıkarmasına izin vermezdim. Open Subtitles أولا، ما كنت لأدع ذلك الدجاجة يعزمك على العشاء
    Diğer çocuklarımın da motosikletle gitmesine izin vermezdim, veremem... Open Subtitles لم أكن لأدع أحد من أبنائي الآخرين يذهب على دراجة نارية
    Nora, böyle olacağını bilseydim, bunun-- olmasına asla izin vermezdim. Open Subtitles (لوكنتاعرفأيّ منهذايا(نورا, لم أكن لأدع هذا يحدث
    Ama kesinlikle bu tür bir iş için onun vücuduna parazit enjekte etmesine izin vermezdim. Open Subtitles لكن بالتأكيد لن أدع مخبولاً .يحقن بالطفيليات بجسمه
    Öncelikle, o benim tipim değil, olsaydı bile, bunun yargılarımı gölgelemesine izin vermezdim. Open Subtitles أولاً: انها ليست نوعي المفضل وحتى لو كانت كذلك لن أدع ذلك يؤثر على حكمي
    Ben olsam, çocuğumun bir sabanın yanında çamura batmasına izin vermezdim. Open Subtitles لن أسمح لأحد من أبنائي أن ينزلق في الوحل بجانب شفرة المحراث
    Yine de böyle bir yürüyüşü emniyet halatsız yapmaya çalışmalarına ölsem izin vermezdim. Open Subtitles ولم أكن لأسمح لهم قط فعل هكذا شيء من هذا الإرتفاع بدون سلك الأمان.
    Yerinizde olsam, sizi üzmesine izin vermezdim. Open Subtitles لم أكن لأدعها تضايقنى
    ♪ Bütün bu zaman ♪ Senin gitmene izin vermezdim. Open Subtitles ♪ كل هذا الوقت ♪ أنا لن أدعك تذهب
    Ki bilsem bile o yılanların gemiye sokulmasına asla izin vermezdim. Open Subtitles اذا علمت ان هناك ثعابين لم اكن لاسمح باصعادها الي الغواصة
    İşin aslı, eğer omurganla ilgili bir endişen olduğunu bilseydim, zaten bu yıl oynamana izin vermezdim. Open Subtitles في واقع الأمر لو كنت علمت أن هناك أي قلق بشأن ظهرك لم أكن لأدعك تلعب هذه السنة
    Sen söyleyecek olsan, geri almana asla izin vermezdim. Open Subtitles لو قلتها أبداً، لن أجعلك أبداً تتراجع عنهم.
    Ama geri kalanının 500 000$'dan aşağı gitmesine izin vermezdim. Open Subtitles ولكنى لن ادع باقي الكتب تباع باقل من 500,000 دولار
    Eğer bilseydim, gitmesine asla izin vermezdim. Open Subtitles لو كنت عرفتُ فقط، ما كنت لأسمح له بفعلها
    Eğer bir melek olsaydım olayların böyle olmasına izin vermezdim. Open Subtitles لو.. لو كنتُ ملاكاً ما كنتُ لأترك أمراً كهذا يحدث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more