Tamam, ama sadece ceket. 00 ve 7'ye izin vermiyorum. | Open Subtitles | حسناً، السترة وحسب لن أدعك ترتدي السروال |
Seni döven birine geri dönmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أدعك تعودين لشخص مآ يضربـك هو ضربهـآ ؟ |
Ben, yaptıklarım için, izin vermiyorum... yapabileceğim ama yapmayacağım şeyler için... | Open Subtitles | أنا، بسبب ما فعله لن أسمح له لن أسمح له بذلك |
Doğumgünün bile olsa böyle konuşmana izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أسمح لك بالكلام هكذا حتى ولو يوم ميلادك |
O herif hapse girmediği sürece o eve geri dönmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أدعكِ تعودين إلى ذلك المنزل إلا وهو خلف القضبان. |
Sürücülerimin dikkatlerini kaybetmesine izin vermiyorum, mükemmellikten daha az bir şeyi kabul etmiyorum. | TED | ولذلك لا أسمح للسائقين عندي أن يفقدوا التركيز، ولا أقبل بأقل من الإتقان الكامل منهم. |
Gitmeyeceksin. İzin vermiyorum. | Open Subtitles | لن تذهب الى أي مكان لن أتركك تذهب الى أي مكان |
Onun bana bakmasına izin vermiyorum. Seksi gözüktüğünü sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أدع الرجل ينظر إليِّ ، لا أظن أن هذا مُثير. |
Ben dışarıdayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
Sean, dur! Bir kurtarma görevine çıkmana izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أدعك تنطلق في مهمة إنقاذ، وقطعاً ليس بمفردك |
Ve bu elimde son kalan parça, yani almadan gitmenize izin vermiyorum. | Open Subtitles | و هذه الأخيرة لدينا لذا لن أدعك ترحلين من دونها |
Doğumgünün bile olsa böyle konuşmana izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أسمح لك بالكلام هكذا حتى ولو يوم ميلادك |
Ailenden daha fazla ayrı zaman geçirmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أسمح لك بقضاء المزيد من الوقت بعيداً عن عائلتك. |
Tamam. Seni emir kullarından birinin az kalsın öldürdüğü yere gitmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، لن أدعكِ تذهبين إلى مكان كاد أحد ممرضيه أن يقتلكِ. |
Onu evden hemen çıkarın. Köpeklere burada izin vermiyorum. | Open Subtitles | أخرجيه من البيت لا أسمح بوجود هذه الكلاب هنا |
Lexi, benimle dans etmeden buradan gitmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | ليكسي، أنا لن أتركك هنا بدون أن ترقصي معي |
Tüm bunları halledene kadar bunu düşünmek için kendime izin vermiyorum ve sen de aynısını yapmalısın. | Open Subtitles | أنا فقط لا أدع نفسي أفكر بالأمر طوال ما نحن نتخطى هذا وأنتِ عليكِ أن تفعلي المثل |
Ben dışardayım ve kapıyı izliyorum. Kimsenin girmesine veya çıkmasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أقف خارجا لأحرس الباب ، لا ادع أحدا يدخل أو يخرج |
Akşam yemeğinde yoğurt ve yumurta yemene izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن أدعكي تتناولين البيض المسلوق للعشاء |
Hayır, konuşmana izin vermiyorum. Aklından çıkart. | Open Subtitles | لا, لن ادعك تتحدث أزِح الأمر من عقلك فحسب |
Dışarıda dövüşmenize izin vermiyorum. | Open Subtitles | لن يكون فى مقدورك الملاكمة خارج البلاد |
Ama gördüğünüz gibi bunun benim için bir engel olmasına pek izin vermiyorum. | Open Subtitles | و لكن كما ترين أنا لا اسمح له بأن يؤثر علي كثيراً |
İzin vermiyorum. -İşte böyle. | Open Subtitles | لست موافقاً عل ذلك هيا |
Hâlâ ailemin seni geri aramasına izin vermiyorum. | Open Subtitles | لاأزال غير سامح لوالدي بأن يردوا على إتصالك |
Hala yapman gereken çılgınlıklar var ve ben, bunları bu sıkıcı barda yapmana izin vermiyorum. | Open Subtitles | مازل امامك بعض الاشياء يمكنك ان تفعلها ولن أسمح لك ان تبقى هنا فى الحانة |