"izin yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • غير مسموح
        
    • لا يسمح
        
    • ليس مسموحاً
        
    • ليس مسموح لك
        
    • لا يُسمح لي
        
    • ليس مسموح لنا
        
    • ليس مسموحا
        
    • لا تملك الإذن
        
    • لايسمح
        
    • وليس مسموح
        
    • ممنوع دخول
        
    • مسموح له
        
    • مسموحاً لى
        
    • ليس مصرح
        
    • المسموح لي
        
    Biriyle konuşmak ya da elinden birşey yemek için izin yok. Open Subtitles التحدث مع أي شخص, أو تناول الغداء غير مسموح به أيضاً
    Benim de şu anda nasıl hissettiğim hakkında konuşmama izin yok. Open Subtitles حسناً، أنا غير مسموح لي بالحديث عن كيفة شعوري حقاً الآن.
    Cumartesi, benim Sebt günüm. O gün çalışmama izin yok. Open Subtitles يوم السبت هو إجازتي، لذا، لا يسمح ليّ العمل وقتها.
    Öpüşüp sarılmaya bile izin yok artık... Open Subtitles لا يسمح لنا حتى أن نتبادل القبل أونتعانق
    Doğum kontrolüne izin yok diyorsun, ama kürtajda bir problem yok? Open Subtitles إذاً، ليس مسموحاً بأستخدام الواقي الذكري لكن الاجهاض ليس مشكلة ؟
    Benim seni öpmeme izin yok, öyle mi? Open Subtitles ليس مسموح لك برد القبله . أليس كذلك ؟ كلا
    Topa vurulana kadar hareket etmesine izin yok. Open Subtitles غير مسموح له بالتحرك الى حين ان تنطلق الكرة
    Çinli kadınlara burada izin yok bu kural. Open Subtitles غير مسموح للنساء الصينيات بالتواجد هنا هذا هو القانون
    Sınavım bitene kadar konserlere çıkmama izin yok. Open Subtitles انا غير مسموح لى بالعزف فى الحفلات الموسيقيّة الى ما بعد الإختبار
    Bizimle aynı masada oturmana izin yok, anladın mı? Open Subtitles غير مسموح لك بالجلوس معنا على الطاولة أتفهم؟
    Buraya gelmemize bile izin yok aslında. Open Subtitles لا تفعل ذلك. نحن غير مسموح لنا أن نكون هنا
    İki ay daha hamile kalmama izin yok. Open Subtitles وأنا لا يسمح لمحاولة والحصول على الحوامل لمدة شهرين آخر.
    Mahkemeden önce basınla konuşmana izin yok. Open Subtitles لا يسمح لك بالحديث مع الصحافة قبل المحاكمة
    bu binada hayvanlara izin yok. Open Subtitles لكن هذا المبنى لا يسمح للحيوانات بالدخول
    Yeni birini buldun. Benim bunu yapmama izin yok, hatırladın mı? Open Subtitles لقد وجدت شخصاً جديداً ليس مسموحاً لى بذلك , هل تتذكر ؟
    Artık cansız mankenlerle pratik yapmamıza izin yok. Open Subtitles ليس مسموحاً لنا أن نتدرب على الدمى بعد الآن
    Bu güvenlik kitabını okuyup, sınavı geçene kadar çakı kullanmana izin yok. Open Subtitles ليس مسموح لك بإستخدام سكينة الكشافة حتى تقرأ هذا الكتاب عن السلامة من السكاكين وتجتاز الإختبار
    Yemekten önce çikolata yememe izin yok. Open Subtitles لا يُسمح لي بتناول الشوكولاتة قبل العشاء
    Burada mum yakmamıza izin yok. Open Subtitles مهلاً,مهلاً, ليس مسموح لنا بإشعال الشموع هنا
    - Üzgünüm, sen gelemiyorsun. - Bina dışına çıkmama izin yok. Open Subtitles انا آسفة على عدم مجيئك معنا ليس مسموحا لى بأمر المراقب
    Bir şeyler icat etmeye bayıldığınızı biliyorum ama burada yapmanıza izin yok. Open Subtitles أعلم أنّك تحب إختراع الأشياء يا د. (هودجينز)، لكنك لا تملك الإذن لفعل ذلك هنا.
    Patlayan hindi bölümünden sonra misafir çağırmama izin yok. Open Subtitles انا لايسمح لي بالحجز للضيوف. منذ الجزء تركيا تنفجر.
    Tatillerde eve gitmemize ve aramamıza izin yok. Ve onların ziyaret etmesine de izin yok. Open Subtitles من غير المسموح ان نذهب لرؤية عائلاتنا في العطلات, وليس مسموح لهم بالزياره.
    Kusura bakmayın hanımefendi. Burada hiçbir kameraya izin yok. Open Subtitles المعذرة يا سيدتي , ممنوع دخول الكاميرات الى هنا
    - Bira içmene de mi izin yok? Open Subtitles ربما ليس مصرح لك بالشراب؟
    Onun 50 feet yakınına yaklaşmama izin yok. Open Subtitles ليس المسموح لي الاقتراب اكثر من 50 قدم منه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more