Biliyorum resmin kurumasını izlemek gibi geliyor ama gerçekten oldukça garip şeyler yapıyor; izlemeye değer. | TED | أعلم أن هذا يبدو قليلاً مثل مشاهدة الدهان وهو يجف، ولكن القهوة تفعل أشياء غريبة جداً وهي تجف فهي تستحق المشاهدة. |
Dünyada, hayatın bir hayvanın gözlerinden nasıl akıp gittiğini izlemek gibi bir his yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك شعور في العالم مثل مشاهدة الحياة هجرة من عيون الحيوان. |
Şişman bir adamın gülleyi midesiyle yakalamasını ağır çekimde izlemek gibi. | Open Subtitles | أشبه بمشاهدة رجل بدين يركض وراء كرة معدنية وبطنه بالتصوير البطيء. |
Bir tavşanın sürekli çemberde zıplamasını izlemek gibi bir şey. | Open Subtitles | هذا أشبه بمشاهدة أرنب يقفز داخل منشار كهربيّ بشكل متكرر وإن لم نساعدها، فسترحل عن هنا |
Tatlım bu film izlemek gibi birşey değil. Bazen kayıp parçalar olabilir. | Open Subtitles | إنه ليس كمشاهدة الفيلم, صغيرتي هناك أجزاء تنقص في بعض الأحيان |
The Breakfast Club'i sansürlü izlemek gibi oldu. | Open Subtitles | " وكأننا نشاهد فيلم " نادي الإفطار " على قناة " تي بي إس |
Tıpkı hayvanlar alemini izlemek gibi, değil mi? | Open Subtitles | أنيمال بلانيت إنه مثل مشاهده قناه ..أليس كذلك ؟ |
Aynı evde izlemek gibi ama kıçını daha rahat hissettirecekleri kesin. | Open Subtitles | إنه وكأنك تشاهدين في المنزل لكنه لا يوجد زنبرك ضخم ينكزك في مؤخرتك |
Kar fırtınasında bir bufalo sürüsünü izlemek gibi bir şey. | Open Subtitles | سيكون مثل مشاهدة قطيع من الجواميس في عاصفة ثلجية |
Binlerce Çinli'nin katliamını izlemek gibi değil. | Open Subtitles | انه ليس مثل مشاهدة .. الالاف من الصينين وهم يصبحون |
Çocuk halimle birini "ipecac" içerken izlemek gibi geliyordu hani saatini falan ayarlayabilirsin, o derece. | Open Subtitles | بالنسبة لطفل، كان مثل مشاهدة شخص يتناول دواء مسبب للقيؤ بإمكانك أن تؤقت ساعتك لذلك |
Bu eğlenceli. Hurda için dövüşen köpekleri izlemek gibi. | Open Subtitles | لا انهم ممتعين، مثل مشاهدة الكلاب يتعاركون على خردة. |
Çocuğunun ilk adımlarını izlemek gibi. | Open Subtitles | انه مثل مشاهدة الطفل وهو يخطو الخطوات الأولى. |
Annemin haritayı tekrar tekrar katlayışını izlemek gibi. | Open Subtitles | إنه أشبه بمشاهدة والدتي وهي تحاول طي خريطة ثانية |
Bu çok heyecan verici. Çok heyecan verici. Bir doğumu izlemek gibi. | Open Subtitles | هذا مثير للغاية، أشبه بمشاهدة ولادة |
İki sırtlanın çöpleri karıştırmasını izlemek gibi. | Open Subtitles | أشبه بمشاهدة ضباع تنبش في القمامة |
Sanki dev bir bebeğin ayı postunda yuvarlanmasını izlemek gibi. | Open Subtitles | الأمر كمشاهدة طفل عملاق يتدحرج على سجادة من فرو دب. ☺ |
Tanrım. Üçüncü sınıfta Oscar Wilde ve Noel Coward izlemek gibi. | Open Subtitles | (يا إلهي، إنها كمشاهدة (أوسكار وايلد و (نويل كوارد) بالصف الثالث |
The Breakfast Club'ı sansürlü izlemek gibi oldu. | Open Subtitles | " وكأننا نشاهد فيلم " نادي الإفطار " على قناة " تي بي إس |
Alkoliklerin seyahat programını izlemek gibi. | Open Subtitles | أنها مثل مشاهده برنامج سفر الكحولي |
Kafan güzelken Mary Poppin'i izlemek gibi. | Open Subtitles | وكأنك تشاهدين "ماري بوبن" تحت تأثير المخدرات |
Sanki bebek bir sıçanın gece vakti yoldan karşıya geçmesini izlemek gibi. | Open Subtitles | مثل رؤية حيوان اباسوم يقطع الطريق |
5 yaşındayken babanın öldürülmesini izlemek gibi mi? | Open Subtitles | مثل مشاهدتك والدك يُقتل وأنتِ في الخامسة من عمرك ؟ |
Herşeyi biliyorum. Bu...bu pembe dizi izlemek gibi birşey. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شئ كأنني أشاهد تمثيلية تلفازية |
Görünmez bir adamı izlemek gibi. | Open Subtitles | شعرت أنني كنت هناك من قبل كان الأمر يبدو كمطاردة الرجل الخفي |
Diyorum bak, Bambi'nin yürümeyi öğrenmesini izlemek gibi. | Open Subtitles | يشبه الأمر مشاهدة طفل صغير يتعلّم المشي |