| Öç almaktan keyif aldığın izlenimine kapılmıştım. | Open Subtitles | لأنه لديّ انطباع بأنكِ تستمتعين , تعرفين بالألم |
| Duygularımızın karşılıklı olduğu izlenimine kapılmıştım. | Open Subtitles | أقصد ، أنني كنت تحت انطباع هذا هو الشعور المتبادل |
| Dixie Durağı Eczanesi'nden ilaç alabileceğim izlenimine kapılmıştım. | Open Subtitles | في الواقع كنت فقط تحت انطباع أن أتمكن من شراء الأدوية من توقف صيدلية ديكسي |
| Asıl senin beni terk ettiğin izlenimine kapılmıştım. | Open Subtitles | لقد كان لدي انطباع أنكِ أنتِ من هجرتيني. |
| Ben bunun Rebekka'nın projesi olduğu izlenimine kapılmıştım. | Open Subtitles | كان لدي انطباع ان هذا مشروع ريبيكا |