Gurbette yaşamanın görkemli bir şey olduğu izlenimini verirler hep. | Open Subtitles | دائما ما يعطوننا هذا الإنطباع بأن العيش خارج البلاد مبهر |
Size polis olduğumuz izlenimini vermek istemedik... | Open Subtitles | لا يا سيـّدتي، نحن لا نريد أن نعطي الإنطباع بأننا من الشرطة تماماً |
- Saklayacak bir şeyimiz yok izlenimini vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | .لابد أن نعطي الانطباع أن لا شيء لدينا لنخفيه حسناً |
Artık iddiaya girmeyeceğiz çünkü bence bu sizde babanızın iyi olmadığı izlenimini yarattı. | Open Subtitles | بالحقيقة لن نفعل مراهنات بعد الأن أعتقد بأن هذا ترك لكم إنطباعاً |
Direnişimizin tabanının geniş olduğu izlenimini yaratmak istedik. | Open Subtitles | أردنا إعطاء إنطباع بأن مقاومتنا بها العديد من الأعضاء |
Halkı kazanabileceğimiz izlenimini edinmiştik. | Open Subtitles | و لذلك تكون لدينا أنطباع بأنه من الممكن لنـا أن نكـسب تعـاطف الشـعب الروسـى |
Avukatın onu hiç savunmadığı izlenimini edindim. | Open Subtitles | لقد كان لدي انطباع أنه لم يكن حتى يدافع عنه |
Sende hiç ona karşı hisler beslediğim izlenimini bıraktım mı? | Open Subtitles | هل سبقَ وأعطيتكَ انطباعاً أنّي أكنُّ له مشاعراً ؟ |
Neden mi? Okumak üzere olduğunuz şeyin bir ilk izlenimini vermek için. | TED | لماذا؟ لتعطيكم انطباعا أوليا لما أنتم على وشك الولوج إليه. |
Hayır bayan, size polis olduğumuz izlenimini vermek istemedik. | Open Subtitles | لا يا سيـّدتي، نحن لا نريد أن نعطي الإنطباع بأننا من الشرطة تماماً |
Ama bu, buradaki pisliği temizlemek için gelmiş bir yabancı olduğunuz gerçeğini veya babası yeni bir araba anahtarı vermiş gibi bir Battlestar almış olduğunuz izlenimini değiştirmez. | Open Subtitles | ولكنذلكلا يخفىحقيقةكونِكغريباً تم إحضاره لأجل التخلص من مشاكلنا أو الإنطباع بأن والدك قد منحك مركبة فضاء |
Daha önce konuştuğumuzda, muhabbet etmek istediğim izlenimini vermiş olmalıyım. | Open Subtitles | عندما تحدثت اليك سابقا، من المؤكد أننى أعطيتك الإنطباع بأننى جئت هنا لكى نقوم بمحادثة |
Ama, "uzun yıllar içinde evrimin; türleri daha karmaşık hale getireceği" izlenimini vermek, tamamen yanlış olurdu. | Open Subtitles | لكننا مخطئين تماماً في إعطاء الانطباع بأن التطور على مر الزمن يجعل الأنواع أكثر تعقيداً |
Merak etme, hiç kimse senin ilk izlenimini mahvetmiyor. | Open Subtitles | لا تقلق. لا أحد تخريب الانطباع الأول الخاص بك. |
- İlk izlenimini bu şekilde bırakamazsın. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة لتترك الانطباع الاول. انا آسف. |
Duğuda bir yerlerde olduğu izlenimini vermiştin. | Open Subtitles | اعطيتني إنطباعاً بأنها كانت في الشرق الادنى من المدينه |
Askeriniz bir süredir sizi farklı kıldığı izlenimini verdi. | Open Subtitles | الجندي أعطى إنطباعاً قد يميزُك لبعض الوقت. |
Neler olduğuna emin değilim ama çok gizli olduğu izlenimini edindim. | Open Subtitles | لا أعلم ما يجري لكن وصلني إنطباع أنه حوار سري |
Bunu söylediğim için bağışla ama senden kalbine İsa Mesih'i kabul etmiş bir adam olduğun izlenimini almadım. | Open Subtitles | سامحني على قول ذلك لكن ليس لدىّ إنطباع عنك أنك رجل مُتقبل لفكرة وجود المسيح في قلبه |
O başarılar olmadan da yine yüce bir varlık olarak... kalacakmış izlenimini verirdi. | Open Subtitles | لقد نجحت فى أن تترك أنطباع بأنها ستعيش بنفس الأطمئنان سواء معهم أو بدونهم. |
Geri aldığın paradan payımızı ödeyeceğin izlenimini edindiğimiz için ter döküyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نعمل تحت انطباع أنك ستدفع لنا جزءاَ من الأموال المستردة |
Sende hiç ona karşı hisler beslediğim izlenimini bıraktım mı? | Open Subtitles | هل سبقَ وأعطيتكَ انطباعاً أنّي أكنُّ له مشاعراً ؟ |
O konudan söz etmedi, fakat işin içinde bir hayli para olduğu izlenimini edindim. | Open Subtitles | انها لم تذكرها لى, ولكن اعطنى انطباعا بأنها ستجنى من ورائها مبلغا كبيرا |
- Belki de zavallı Clark'ta kederimizi başkasına devredebileceğimiz izlenimini yaratmışımdır. | Open Subtitles | مم. ربما أعطيت المسكين كلارك الانطباع أنه يمكنه المرور من خلال لعنتنا |
Bugünkü ekip işini seyredince, önceden hiç çekim yapmadığınız izlenimini edindim. | Open Subtitles | الأنطباع الذي أخذته من مشاهدة عمل الطاقم اليوم كانت أنتم يا شباب لم تقوموا بالتصوير من قبل |