Onları pencere pervazındaki ayak izleriyle karşılaştıracağım. | Open Subtitles | و سأقارنها بآثار الأقدام التي على حافة النافذة |
Zemin toynak izleriyle karışmış durumda. | Open Subtitles | الارض مُتشابكة بآثار الحافر |
Onu Wraith DNA'sı izleriyle karşılaştırmayı dene. | Open Subtitles | انها محاولة لفحص اثار من الحمض الريبي النووي للريث. |
Bahse girerim çiftlik evinin dışındaki bisiklet lastiği izleriyle öldürüldüğü gece Kim'in evinin arkasındaki lastik izleri eşleşecektir. | Open Subtitles | وأنا على استعداد للمراهنة على أن اثار الإطارات خارج المزرعة سوف تطابق تماما اثار اطارات الدراجة الموجودة خلف منزل كيم |
El izleriyle kaplı taştan büyük bir duvar. | Open Subtitles | حائط كبير من الحجارة مُغطى بعلامات الأصابع |
O ayak izleriyle ilgili birşeyler bulursan bana da haber ver. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن أعرف إذا وجدتي شيئاً عن آثار الأقدام هذه |
Bay Wayne'in parmak izleriyle ne yapacağını bilmiyorum ama baş parmağına ihtiyacın olacağını sanıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي ستفعله ببصمات السيد (واين) لكنني اظن انك ستحتاج لإبهامه |
Miller'in mağazasının ordaki lastik izleriyle açık hava sinemasının çamurundaki lastik izleriyle uyuşuyor. | Open Subtitles | اثار الاطار في متجر (ميلرز) تتطابق مع التي وجدناها عند مواقف المسـرح |
- Isırık izleriyle kaplı gibiler. | Open Subtitles | يبدو ان اثار العضات تغطيهم |
Bir saat içinde insanın dolaşım sistemi potansiyel temel sinir sistemi izleriyle şekillendi. | Open Subtitles | في خلال ساعة واحدة تم تكوين شبكة خلوية بشرية بعلامات توحي بنظام عصبي بدائي |
El izleriyle kaplı taştan duvar. | Open Subtitles | حائط حجارة مُغطى بعلامات الأصابع |
Spor çantasının içinde yün başlık ve morgun acil çıkış merdivenlerindeki ayak izleriyle uyuşan spor ayakkabılar vardı. | Open Subtitles | والتي يوجد فيها كذلك، غطاء الرأس وحذاء رياضي الذي يطابق آثار الأقدام التي وجدناها بجوار سلّم الطوارئ |
Silahın T.J. Karsten'ın değil de Lil D'in parmak izleriyle kaplı olarak bulunduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (أعرف أن المسدس وجد مغطي ببصمات (ليل (وليس بصمات (تي جي كارتسن |