Diğer bir keseli olan kanguruysa, bir seferde jöleli bir şeker boyutunda yavrular doğurur. | TED | الكنغر هو نوع آخر من الجرابيات. عند الولادة يكون صغيرها بحجم حبة واحدة من حلوى الهلام. |
Keşke benim şu roket jöleli donutlarla çalışsa. | Open Subtitles | الآن إذا تمكنت من الاقلاع بالصاروخ بكعك الهلام |
"jöleli Kuş." Aynen. | Open Subtitles | هذا هو الإسم الدارج لها طائر الجيلي .. تماماً |
Sadece yangın alarmını çalıştırıyorsun ve kimse bakmıyorken jöleli kısma pipeti daldırıyorsun. | Open Subtitles | ،هذا إشعال إنذار الحريق ،و عندما لا ينظر أي أحد تشرب الجيلي من القصبة |
Sır şu ki, fıztık ezmesi yok, çifte jöleli. | Open Subtitles | فالسر ان لا وجود لزبدة الفستق وهنالك طبقتان من الجلي |
Hayır, jöleli yılanbalığımı getirmelerini bekliyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا فقط أنتظرهم، ليجلبوا لي "طبق "الجريث الهلامي |
jöleli olanın damarlarında buz var. Ahmak surat halletmek için çok aptal. | Open Subtitles | هلام تجميل الشعر تجمدت عروقُه صاحب الوجه الغبي ، مُغفلٌ جدا ليهتم |
Olayın bütünü hokey topu veya jöleli donut gibiydi. | Open Subtitles | بشكل عام نظرية الغالبية العظمى عن هذا الشيء ستعتبره بأنـّه كان قرص هوكي ، أو حلوى الهلام. |
Pudra şekerli ve jöleli bir şey saksımı çalıştırmama yardımcı olur belki. | Open Subtitles | على الرغم من أن الهلام المجفف ينعش ذاكرتي أحيانًا |
Çekmecende her zaman jöleli şekerler olurdu, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | كُنت تُبقى حلوي الهلام فى خزينه مكتبك ، أتذكر ؟ |
Herkes fındık ezmeli ve jöleli sandviç yapabilir, ama genelde jöle bir taraftan taşar, ve adamın eli tamamen yapış yapış olur. | Open Subtitles | الجميع يعد زبدة الفستق، وشطائر الهلام لكنعادةًيتساقطالهلاممنالجانب... وتصبح يد الآكل ملتصقة |
Patron senin jöleli tatlılarına bayılır. | Open Subtitles | الرئيس يعشق حلوى الهلام من يديك |
Sen "jöleli tatlı" dedin bana "Sinirlerim bozuldu" gibi geldi. | Open Subtitles | لقد قُلتَ قالب الجيلي سَمعتُ إنهيار عصبي |
Tamam da jöleli şekerle ne ilgisi var onların? | Open Subtitles | لكن ما الذي يفعلوه بحلوى الجيلي للفول الصويا ؟ |
Sokak adı bu. "jöleli Kuş." Aynen. | Open Subtitles | هذا هو الإسم الدارج لها طائر الجيلي .. |
Hoşça kal. - jöleli donutları yemeyi bıraktığını sanıyordum. | Open Subtitles | الوداع توقعتك توقفت عن تناول دونات الجلي |
Ben tuvaleti ellerimle temizlerken sizin jöleli kekleri Clary'ler ile götürmenize mi? | Open Subtitles | على تناول الكعك الهلامي مع عائلة "كلاريس " بينما كانت ذراعي بالمرحاض ؟ ! |
jöleli bir şeker. Beş ayrı tat olarak çıkıyor. | Open Subtitles | انها حلوى هلام تأي بخمسه نكهات |
Menüye yeni giren mevsime özel çilek jöleli olandan var. | Open Subtitles | لدينا كريمةُ الفراولة الموسمية الموجودُ بالقائمة لديك |
- Tamam, diyelim ki jöleli tatlı almak için markettesin. | Open Subtitles | حسنا، لنقول أنت كُنْتَ في السوقِ لقالب جيلي |
Ben kaçar, Dok. jöleli çöreklere pudra şekeri ekmem lazım. | Open Subtitles | علي الذهاب , حان وضع السكر على دونات المربى |
jöleli yılan balığı, Londra'nın sunduğu en iyi şey. | Open Subtitles | ثعابين هلامية, أفضل ما لدى "لندن" لتقدمه. |
Los Angeles'ta yüzlerce yemek karavanı var ve elinden gelenin en iyisi fıstık ezmeli jöleli sandviç öyle mi? | Open Subtitles | يوجد مئات من عربات الطعام في لوس انجلوس وأفصل ما يمكنك إحضاره هي شطيرة فول سوداني ومربى ؟ |
Esposito'nun jöleli saçı gibi düşünüyorum? | Open Subtitles | هل تعتقدين انه يجب علي أن أستعمل مثبت الشعر الذي يستخدمه أسبيزيتو؟ |
Ve elinde kala kala sertleşmiş jöleli kısım ve dişlerinin arasına giren fındıklar kalır. | Open Subtitles | لذا ننتهى بدون شيء سوى... قضمات مكسورة مملوءة بالهلام الصلب... والمكسرات. |
Ben jöleli çörek istedim, çikolatalı değil. | Open Subtitles | عزيزي, أردت الدونات الهلامية ليست الشوكولاتيه |