Barbara'nın Jaguarı olduğunu söylemedin. | Open Subtitles | ألَمْ تَقُلْ باربرة كَانَ عِنْدَها جاجوار. |
Jaguarı yani. | Open Subtitles | جاجوار |
İki Jaguarı olsun, Red Wings'in çoğunluk hissesi olsun emrinde 10.000 yalaka işçisi olsun. | Open Subtitles | سيارتين جاغوار, يدير الفوائد لدى ريد وينجز لديه 10000 موظف يتملقونه |
New York'taki büyük bir hukuk firmasına ortak sekreterine bedava bilet veriyor ve şık Jaguarı ile sekreterini evine bırakmak için onca yolu geliyor. | Open Subtitles | أعني، شريك في شركة محاماة كبيرة بـ(نيويورك) إعطاء تذاكر مجانية لسكرتيرته يوصلها طول الطّريق الى (كوينز) في الـ(جاغوار) الفخمه الخاصه به |
Ancak benim profesyonel sürücülerim Rus zırhıyla meşgulken ben de yedek Jaguarı çalıştırdım ve sürmek için kendim gönüllü oldum. | Open Subtitles | لكن نظراً لأن سائقيّ المحترفان كانا مشغولان مع "الذراع الروسي" استعنا بسيارة (جاغوار) احتياطية وتطوعت بإناطة القيادة لنفسي |