Bu yüzden Janssen her ne kaçırıyorsa Wallace'ın çantasına koydu. | Open Subtitles | لذا ازلق جانسن أياً كان مايهربه في حقيبة والاس, |
Janssen kaçırdığı şeyi başka bir yolcunun çantasına koyarak güvenliği atlamayı başardı. | Open Subtitles | استطاع جانسن تخطي أمن النقل عن طريق إخفاء ذلك الذي كان يهربه في حقيبة مسافر آخر. |
Tamam, İnterpol'e göre Janssen soygun nedeniyle sorgulanmış ama suçlanmamış. | Open Subtitles | حسناً, إذاً, وفقاً لمخابرات الشرطة الدولية, تم التحقيق مع جانسن من اجل السرقة, لكن لم يحاسب. |
Siz Janssen'ın geldiğini haber verir vermez dalacağız. | Open Subtitles | حالما تعطونا كلمة بأن جانسن في الموقع, سنتحرك للداخل. |
Alarm çalıştıysa Janssen istediği içindir. | Open Subtitles | إن اطلق الإنذار, فهذا لأن جانسن أراده كذلك. |
Tamam, Janssen ve adamları kelepçelenmeden kimse kıpırdamayacak. | Open Subtitles | حسناً, لايتحرك أحد حتى يكون جانسن و رجاله جميعهم مكبلين بالأصفاد. |
Janssen bütün gün üç adım önümüzdeydi. | Open Subtitles | جانسن كان متفوقاً علينا بثلاث خطوات طوال الوقت. |
O adamı bulursak Janssen'ı da buluruz. | Open Subtitles | إذاً نجد الرجل الوسيط, فنجد جانسن. |
Alarm çaldığında Janssen o odadaydı. | Open Subtitles | جانسن كان في المكتب عندما أطلق الإنذار. |
Tamam, önce Janssen'la adamlarını yakalayıp dışarı çıkaracağız sonra rehineleri kurtaracağız, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | حسناً, بمجرد أن نعتقل جانسن ورجاله ونخرجهم من هناك, ثم نعود إلى الداخل ونؤمن الرهائن- |
Çünkü Janssen tünelden kaçmayacak. | Open Subtitles | لأن جانسن لن يخرج من ذلك النفق. |
Starring David Janssen as the fugitive. | Open Subtitles | بطولة: (ديفيد جانسن). بدور "الهــــــــــارب". |
Starring David Janssen as The Fugitive, with guest stars: | Open Subtitles | بطولة: (ديفيد جانسن). بدور "الهــــــــــارب". |
Famke Janssen tarafından ceset hırsızlığı yapılmasından daha kötü yollar var. | Open Subtitles | ثمّة طرق للموت أسوأ من التعرّض للانتحال الجسديّ بواسطة الممثلة (فامكا جانسن). |
Janssen Anvers'ten geliyormuş ve tesadüfen Wallace Ailesi'nin yanında oturmuş. | Open Subtitles | (جانسن) كان قادماً من (آنتويرب) وصدف أن مقعده بجانب عائلة (والس) جميعها. |
Bir saat geçmeden Janssen otel odasında Bryan Wallace'ı vuruyor ve tek bir şey alıyor: | Open Subtitles | ثم, بعد أقل من ساعة, (جانسن) أطلق النار على (برايان والاس) في غرفة فندقه و أخذ شيئاً واحداً: |
Tamam, indiklerinde Janssen aranacağından şüphelendi. | Open Subtitles | حسناً, ربما اشتبه (جانسن) أنهم كانوا سيبحثون عنه عندما يهبط. |
Lukas Janssen'la ilgili havaalanı güvenliğini siz aramışsınız. | Open Subtitles | أتفهم أنك اتصلت بأمن النقل بشأن معلومة عن (لوكاس جانسن) |
Janssen da işte tam bu nedenle burada. | Open Subtitles | وهذا بالتحديد لما جانسن هنا. |
Tamam, Janssen geldiğinde o partide olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أريدنا بداخل تلك الحفلة عندما يظهر (جانسن) |