Mahkûm No, 98H432, Jaz Hoyt. | Open Subtitles | السجين رقم: 98إتش432 جاز هويت |
Ve Guillaume Tarrant, bu Jaz Hoyt. | Open Subtitles | و غيليام تورانت هذا جاز هويت |
Jaz Hoyt delikte kalıyor, sırf Papaz Cloutier yüzünden. | Open Subtitles | يقبعُ (جاز هويت) في الحَجز بسبب الكاهِن (كلوتيه) |
Jaz Hoyt seni Jim Burns cinayetinden suçladığı zaman da bunu söylemiştin. | Open Subtitles | هذا مُضحِك، هذا ما قُلتهُ عن (جاز هويت) عندما ورطكَ في مقتل (جيم بيرنز) |
Tanrım, ayrıca senden Rahip Cloutier'i... duvarın içine kapattığını kabul eden Jaz Hoyt'u da kutsamanı istiyoruz. | Open Subtitles | كما نطلبُ مِنكَ أيها الرَب أن تُبارِك (جاز هويت) الذي تحمَّلَ المسؤولية الكاملَة لحجزهِ الكاهِن (كلوتيه) داخل الجِدار |
Tartışmaya neden olan bir konu da, devlet savcılarının şaşırtıcı yenilgisiyle cinayetten mahkûm Jaz Hoyt'un idam cezası iptal edilmesi. | Open Subtitles | و على مُلاحظةٍ أكثَر جدلاً في هزيمةٍ صاعِقَة لمُدعي الولاية تمَ قلبُ الحُكم بالإعدام على القاتِل المُدان (جاز هويت) |
Bana, yasanın gözünde Jaz Hoyt'un hayatının kardeşiminkinden daha değerli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تُخبرني إذاً أنَ حياة (جاز هويت) أمامَ القانون تستحقُ الحفاظَ عليها بينما حياة أخي لا؟ |
Bunu yapamıyorsan, Jaz Hoyt'a karşı olsa bile, burada çalışmamalısın. | Open Subtitles | إن لَم تستطيعي فِعل ذلك، حتى معَ (جاز هويت) لا يجبُ أن تكوني هُنا |
Annesi gittikten sonra Jaz Hoyt rahat konuşmaya başladı. | Open Subtitles | بعدَ مُغادرَة أُمهِ، انفتَح (جاز هويت) حقاً |
Jaz Hoyt'un tanıklığını kuvvetlendirecek bir ifade verdi. | Open Subtitles | أكّدَ نُسخَة (جاز هويت) من الحقيقة |
Jaz Hoyt bu günlerde pek uyumlu değil. | Open Subtitles | (جاز هويت) ليسَ مُتماسكاً هذه الأيام |
Burada Jaz Hoyt kurban değil. | Open Subtitles | (جاز هويت) ليسَ الضحية هُنا |