"jelibon" - Translation from Turkish to Arabic

    • جيلي بين
        
    • هلام
        
    • الجيلي
        
    • الهلام
        
    • غميس
        
    • علك
        
    • دببة
        
    • الدبب
        
    • الجلي
        
    • الحلوى الهلامية
        
    • الفول السوداني المحشو بالهلام
        
    • حلوى التوفي
        
    • حلوى الدببة
        
    • جيلو
        
    Merhaba millet! "Günaydın" de Jelibon. Open Subtitles أهلاً يا جماعة قل صباح الخير يا جيلي بين
    Bunları Kral Jelibon'un dolabındaki kasada bulduk. Open Subtitles وجدنا هذه داخل صندوق مغلق داخل خزانة الملك جيلي بين
    Yemek için tek kalan eski Jelibon ve erişteler. Open Subtitles وكل ما ليدينا للأكل هو هلام قديم و مكرونة شعرية
    Öğrenciler çerez makinesinde Jelibon bitince bile söylenmeye başlıyorlar. Open Subtitles الطلاب يضجون عندما ينفذ حلوى الجيلي من الآلة
    Onlara göre bu, kavanoza Jelibon koymak gibidir. Open Subtitles موقفهم هذا يكون كمن يضع مربي في كعكة الهلام.
    Annemle o adamdan her Jelibon aldığımızda, 20 dolar tutuyor. Open Subtitles كل مرة أمي قد لي الحصول غميس من هذا الرجل، يكلف 20 دولارات.
    Jelibon var, ve bir kaç set... Hey. Korkma. Open Subtitles لدي علك الدببة وبعضاً من لا تكوني خائفة
    Pit ekibine ne ödüyorsun oreo ve Jelibon mu? Open Subtitles مالذي تدفعه حلبة جماعتك مع دببة أوريوس وجامي؟
    Bende bir paket Jelibon var sanırım. Open Subtitles أو الملابس . أعتقد أنّ لديّ كيس من الدبب الصمغيّة.
    Hastanede komaya girmiş yatarken, birçok insan beni tedavi etmeye çalışırken bu Jelibon kültürleri ve üzerine yaptığım çalışmalar onlara savaşmak için şans verecek. Open Subtitles عندما كنت فاقد الوعي في المستشفى و أعتمد على عقول دنيا لتعتني بي هذا الجلي و مدونتي المرافقة منحتهم فرصة للقتال
    Delgado, yani "Jelibon" ve ben eski ortaklarız. Open Subtitles دلغادو ، أعني ، - - انا و "جيلي بين" رفيقين قديمين.
    Beyaz Tilki ve Jelibon'a, arkanızı kollamak konusunda, kesinlikle güvenebilirsiniz. Open Subtitles يمكنكم الاعتماد كليا على "وايت فوكس" و "جيلي بين" لحماية ظهركم.
    Görünüşe bakılırsa hala iyi bir ekibiz, Jelibon. Open Subtitles يبدو أننا ما زالنا نشكل فريقأً رائعاً "جيلي بين".
    Ne dedin? Ben gelirim, ama seni uyarmam gerek, uzun süredir Jelibon tayfasıyla takıldığım için her hangi bir bilgiye maruz kaldığımda beynim suratına doğru patlayabilir. Open Subtitles سأذهب، لكن أحذّركَ أنّني تناولتُ الكثير من هلام الفاصولياء، لذا إن شاهدتُ شيئاً ثقافيّاً
    Jelibon, o uzun, sıkıcı hikâyelerinden birini daha yumurtlayacaksan.. Open Subtitles هييي هلام الفول إذا كنتِ ستتقيئين واحدة من قصصك الطويلة المملة البذيئة
    Jelibon, dostum. Open Subtitles الحلوى المحشيه هي الأفضل حلوى الجيلي
    Evet, düşünmüşüm ki, eğer yanında Jelibon olursa bu günle başa çıkmak gerçekten daha kolay olur. Open Subtitles أجل , لقد كنت اشعر , بإنك قد تتعاملين بشكل افضل إذا اشتريت لكي بعض حلوى الهلام
    Dolapta, kurabiye, kraker ve Jelibon var. Open Subtitles هناك الكعك والبسكويت، غميس هي في خزانة.
    Bunlar da Jelibon! Jelibon! Open Subtitles وهذه علك دودي ، علك!
    Pit ekibine ne veriyorsun, Jelibon ve şeker mi? Open Subtitles مالذي تدفعه حلبة جماعتك مع دببة أوريوس وجامي؟
    Jelibon'um bitmişti. Open Subtitles نفذت من عندي حلوى الدبب
    Bana Jelibon ve jambon borçlusun. Open Subtitles أنتِ تدينين لي بالكثير من حلاو الجلي و لحم الخنزير
    Jelibon yiyip, kola içecektim... Open Subtitles أتناول الحلوى الهلامية و أشرب المشروب ذون النكهة الصناعية
    O kadar Jelibon yemeyi kesmen gereken zamanlar da var. Open Subtitles هناك أيضًا وقت لتتوقف فيه عن تناول الفول السوداني المحشو بالهلام
    Jelibon, adına jelatin denen kıvamlı bir maddeden yapılır. Open Subtitles جميع حلوى التوفي مصنوعة من "مادة عصارية تسمى "الجيلاتين
    Sonra o da: "İhtimalleri seviyorum" hadi gidip Jelibon alalım" dedi. Open Subtitles وهي قالت "تعجبني تلك الإحتمالات" "فل نشتري حلوى الدببة".
    Ama asıl gelecek haftaki Jelibon Olimpiyatları'nı gör. Open Subtitles انتظري حتى الأسبوع المادة لنحضر حفلة جيلو اوليمبيكس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more