Merhaba millet! "Günaydın" de Jelibon. | Open Subtitles | أهلاً يا جماعة قل صباح الخير يا جيلي بين |
Bunları Kral Jelibon'un dolabındaki kasada bulduk. | Open Subtitles | وجدنا هذه داخل صندوق مغلق داخل خزانة الملك جيلي بين |
Yemek için tek kalan eski Jelibon ve erişteler. | Open Subtitles | وكل ما ليدينا للأكل هو هلام قديم و مكرونة شعرية |
Öğrenciler çerez makinesinde Jelibon bitince bile söylenmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | الطلاب يضجون عندما ينفذ حلوى الجيلي من الآلة |
Onlara göre bu, kavanoza Jelibon koymak gibidir. | Open Subtitles | موقفهم هذا يكون كمن يضع مربي في كعكة الهلام. |
Annemle o adamdan her Jelibon aldığımızda, 20 dolar tutuyor. | Open Subtitles | كل مرة أمي قد لي الحصول غميس من هذا الرجل، يكلف 20 دولارات. |
Jelibon var, ve bir kaç set... Hey. Korkma. | Open Subtitles | لدي علك الدببة وبعضاً من لا تكوني خائفة |
Pit ekibine ne ödüyorsun oreo ve Jelibon mu? | Open Subtitles | مالذي تدفعه حلبة جماعتك مع دببة أوريوس وجامي؟ |
Bende bir paket Jelibon var sanırım. | Open Subtitles | أو الملابس . أعتقد أنّ لديّ كيس من الدبب الصمغيّة. |
Hastanede komaya girmiş yatarken, birçok insan beni tedavi etmeye çalışırken bu Jelibon kültürleri ve üzerine yaptığım çalışmalar onlara savaşmak için şans verecek. | Open Subtitles | عندما كنت فاقد الوعي في المستشفى و أعتمد على عقول دنيا لتعتني بي هذا الجلي و مدونتي المرافقة منحتهم فرصة للقتال |
Delgado, yani "Jelibon" ve ben eski ortaklarız. | Open Subtitles | دلغادو ، أعني ، - - انا و "جيلي بين" رفيقين قديمين. |
Beyaz Tilki ve Jelibon'a, arkanızı kollamak konusunda, kesinlikle güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الاعتماد كليا على "وايت فوكس" و "جيلي بين" لحماية ظهركم. |
Görünüşe bakılırsa hala iyi bir ekibiz, Jelibon. | Open Subtitles | يبدو أننا ما زالنا نشكل فريقأً رائعاً "جيلي بين". |
Ne dedin? Ben gelirim, ama seni uyarmam gerek, uzun süredir Jelibon tayfasıyla takıldığım için her hangi bir bilgiye maruz kaldığımda beynim suratına doğru patlayabilir. | Open Subtitles | سأذهب، لكن أحذّركَ أنّني تناولتُ الكثير من هلام الفاصولياء، لذا إن شاهدتُ شيئاً ثقافيّاً |
Jelibon, o uzun, sıkıcı hikâyelerinden birini daha yumurtlayacaksan.. | Open Subtitles | هييي هلام الفول إذا كنتِ ستتقيئين واحدة من قصصك الطويلة المملة البذيئة |
Jelibon, dostum. | Open Subtitles | الحلوى المحشيه هي الأفضل حلوى الجيلي |
Evet, düşünmüşüm ki, eğer yanında Jelibon olursa bu günle başa çıkmak gerçekten daha kolay olur. | Open Subtitles | أجل , لقد كنت اشعر , بإنك قد تتعاملين بشكل افضل إذا اشتريت لكي بعض حلوى الهلام |
Dolapta, kurabiye, kraker ve Jelibon var. | Open Subtitles | هناك الكعك والبسكويت، غميس هي في خزانة. |
Bunlar da Jelibon! Jelibon! | Open Subtitles | وهذه علك دودي ، علك! |
Pit ekibine ne veriyorsun, Jelibon ve şeker mi? | Open Subtitles | مالذي تدفعه حلبة جماعتك مع دببة أوريوس وجامي؟ |
Jelibon'um bitmişti. | Open Subtitles | نفذت من عندي حلوى الدبب |
Bana Jelibon ve jambon borçlusun. | Open Subtitles | أنتِ تدينين لي بالكثير من حلاو الجلي و لحم الخنزير |
Jelibon yiyip, kola içecektim... | Open Subtitles | أتناول الحلوى الهلامية و أشرب المشروب ذون النكهة الصناعية |
O kadar Jelibon yemeyi kesmen gereken zamanlar da var. | Open Subtitles | هناك أيضًا وقت لتتوقف فيه عن تناول الفول السوداني المحشو بالهلام |
Jelibon, adına jelatin denen kıvamlı bir maddeden yapılır. | Open Subtitles | جميع حلوى التوفي مصنوعة من "مادة عصارية تسمى "الجيلاتين |
Sonra o da: "İhtimalleri seviyorum" hadi gidip Jelibon alalım" dedi. | Open Subtitles | وهي قالت "تعجبني تلك الإحتمالات" "فل نشتري حلوى الدببة". |
Ama asıl gelecek haftaki Jelibon Olimpiyatları'nı gör. | Open Subtitles | انتظري حتى الأسبوع المادة لنحضر حفلة جيلو اوليمبيكس |