"jeremy'yi" - Translation from Turkish to Arabic

• جيرمي

Escobedo Jeremy'yi öldürmek istiyor. Kuzey Amerika'yı ele geçirmek.
اسكبيدو يريد قتل جيرمي ليسيطر على امريكا الشماليه

Dinle, herif Joey'i öldürdü, neredeyse Jeremy'yi de öldürüyordu.
أنظري لقد شارف على قتل جيرمي وقد قام بقتل جوي,

Çünkü Isobel bir vampir ve sen eve girer girmez Jeremy'yi öldürebilir.
لأن (إيزابل) مصاصة دماء، (جيرمي) قدّ يموت باللحظة التى تعبر بها الباب.

Jeremy'yi öldürtmeyecektir, henüz değil.
أن لم يكن قد قتل جيرمي حتى الان

Bu yüzden Jeremy'yi bıraktım. Böylesi adilane gelmişti.
"لذا تركتُ (جيرمي) يرحل لقد بدا ذلك منصفاً"

Tek istediğim Jeremy'yi bu işlerin dışında tutmak. Ciddiyim Vicki.
كل ما أقصد ، أنّي لا أود أن يُقحم (جيرمي) بأيّ من هذا ، عنى ما أقول ، (فيكي).

- Peki bunlar, ben Jeremy'yi öldürdükten önce mi olur sonra mı?
هل هذا قبل أمّ عد أنّ أقتل (جيرمي)؟ (جيرمي)؟

- Klaus Jeremy'yi aldı.
! أجل، لقد قبض (كلاوس) على (جيرمي)، هيّا

Jeremy'yi güvertenin dışına getirmezsem beni öldüreceklerini söylediler.
قالوا إنه إذا لم حضر (جيرمي) بالخارج على سطح القارب، سوف يقتلونني.

Jeremy'yi tekrar hayata döndürebilmek için doğanın dengesiyle oynadım ve şu anda bunun doğurduğu sonuçlara katlanıyorum.
أنّي تحدّيت توازن الطبيعة و أعدت (جيرمي) للحياة، والآن ألاقي شرّ العواقب

Jeremy'yi nasıl benzettiğini görmeliydin.
كان يجب عليكي أن تريِها وهي تركل مؤخرة (جيرمي).

Jeremy'yi pek takmıyoruz;
نحن لا نهتم بـ (جيرمي); إنه صعب الإرضــاء قليلاً.

Lütfen bana Jeremy'yi bir delilik dünyasına bağladığını söyleme. Başka şansım yoktu.
رجاءً أخبرني أنّكَ لم تُقحم جيرمي) في عالم الجنون)

Bir parçam sadece bitirmek istiyor. Ama sonrasında Jeremy'yi düşünüyorum sahip olduğu bir tek ben kaldım.
جزء منّي يريد نهاية لذلك، لكن عندئذٍ" "أفكّر في (جيرمي)، فأنّي كلّ ما بقى له

Eğer oraya gidersen Jeremy'yi öldürecek. Kimse kimseyi öldürmüyor, gidin hadi.
(إذا خرجت لهناك فسيقتل (جيرمي - لن يقتل أحد آخرًا، اذهبا -

Sana gerçeği söyleyebilirim. Silahı yere koy ve Jeremy'yi serbest bırak.
بوسعي إخباركَ بالحقيقة (أنزل السلاح وأطلق سراح (جيرمي

Bunu yapamam. Jeremy'yi yalnız bırakamam.
لا يمكنني فعل هذا، لا يمكنني أن أترك (جيرمي).

Damon, Jeremy'yi Bonnie'yle birlikte Gilbert'ların göl evine götürdü bu yüzden sanırım kendi evi kendisi için yeniden güvenli.
(دايمُن) أخذ (جيرمي) إلى بيت البحير لآل (غيلبرت) مع (بوني). لذا، أظنّ بيتها عاد آمنًا بالنسبة إليها ثانيةً.

Sanırım etrafta dolanıp Jeremy'yi nasıl programlanmamış hale getireceğini çözmeye çalışıyor.
أظنّها تسعى محاولةً إيجاد سبيل لإبطال ملحّة (جيرمي).

Eğer şu an Jeremy'yi salarsak o ancak yem olur.
إذا أخرجنا (جيرمي) للصيد الآن فلن يُبلي نفعًا