| Ayrıca F.B.I. Nick Calabrese... liderliğindeki Kuzey New Jersey'deki suç çetesinin... | Open Subtitles | هل استنتجت الاف.بي.أي ان عائلة الجريمة المنظمه مقرها شمال نيو جيرسي |
| Hatta New Jersey beşinci bölgeyi bu yüzden kaybetmiş olabilirsin. | Open Subtitles | في الحقيقة، ذلك من المحتمل سبب خسارتك خُمسَ نيو جيرسي. |
| Bu vakada ise netice, New Jersey'de sahibi çıkmamış bir ceset oldu. | Open Subtitles | وفي هذه الحاله كانت النتيجه جثه لا يطالب بها أحد في نيوجيرسي |
| Benden Fuke'ların bir saat içinde Jersey'den malı alacaklarını söylememi istedi. | Open Subtitles | أراد أن يخبرني أن الفيوكس سيتسلمون الشحنة في جيرسي خلال ساعة |
| Jersey'de köprünün altında bir zenciyi öperken görmüştüm. | Open Subtitles | رايتها تُقِّبل زنجى تحت الكوبرى فى جيرسى |
| 2007'de New Jersey eyaletinin başsavcısı oldum. | TED | في سنة 2007، أصبحت النّائب العام لولاية نيوجرسي. |
| Yani, çok çekiciyse, Jersey'e gitmeyi göz önüne alırım. | Open Subtitles | أعني، إذا كان لأمر مدهش حقا، فما استقاموا لكم فاستقيموا النظر في الذهاب إلى مدينة جيرسي. |
| New Jersey'de dolandırıcılık suçlamalarıyla karşı karşıya olan Brian Davidson? | Open Subtitles | اذا براين دافيدسن الذي اتهم بالاحتيال في نيو جيرسي اجل |
| Ve şimdi New Jersey'in daha iyi bir yerinde yaşıyorum. | Open Subtitles | و الآن أنا اعيش في جزء افضل في نيو جيرسي |
| Geçen yıl, olanları New Jersey Polisine anlatma cesaretini topladınız. | Open Subtitles | السنة الماضية إستدعيتي شجاعتك لتخبري شرطة نيو جيرسي عن الأمر |
| Bu kurum ayrıca bize çok para harcatıyor. New Jersey'de bir genci hapishaneye yollamak, yılda yaklaşık 40.000 dolara mal oluyor. | TED | هذه المؤسسة تكلفنا الكثير أيضًا، حوالي 40,000 دولار سنويًا لإرسال شاب إلى السجن في نيوجيرسي. |
| New Jersey'deki korkunç durum beni ABD genelinde polislik yapan kadınların durumunu incelemeye sevk etti. | TED | دفعتني الوضعية الحرجة في نيوجيرسي للبحث في مكانة النساء داخل العمل الشرطي عبر الولايات المتحدة. |
| Biri tüm şakayıkları almış, ...ve limuzinimi kesinleştirmek için aradığımda, ...Jersey'de bir bayan bekarlığa veda partisi için kiralanmıştı. | Open Subtitles | وشخص ما اشترى كل زهور الفاونيا وعندما اتصل للتأكيد على الليموزين, تم استئجارها لحفلة بكالوريس في جيرسي القلب يتسارع |
| İkinizin uzun süreli planları varsa... Borsayı ve Jersey fabrikamızı görmek ister diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت انها تريد رؤية تبادل الاسهم ومصنعنا في جيرسي |
| Bu gece onun Jersey'deki son gecesi, | Open Subtitles | والان اعتقد بما انها الليلة الاخيرة لها بيننا فى جيرسى |
| Olan ikinci şey ise bir günü Camden, New Jersey polis merkezinde geçirmemdi. | TED | الأمر الآخر الذي حصل هو أنني قضيت اليوم في مركز الشرطة في كامدِن في نيوجرسي. |
| Kendini ucuz hissedersen Jersey'e doğru da yapabiliriz. | Open Subtitles | وإن كنتِ تودين أن نقوم بأمور ٍ قذرة فيمكننا أن نواجه مدينة جيرسي |
| New Jersey'de hiçbir şey altüst edilmiyormuşçasına... evinde öylece oturmaktaydı. | Open Subtitles | مثل اي شي في نيو جرسي كانت تحترق من حوله |
| Gardı New Jersey'ye doğru dönükmüş. | Open Subtitles | لقد كان اعسر وكان ذراعه متوجه نحو نحو نيو جيرسى وهذه فى الشمال |
| Jersey'e taksiyle mühimmat almaya geldi, ...sonra da kulübe gidip Treshon Clay'i öldürdü. | Open Subtitles | ليشاطر بها إلى جيرسي لشراء الذخيرة، ثم ذهب إلى النادي لقتل تراشون كلاي |
| Sonra da, Jersey'deki bir arkadaşımıza aracı ezdirecekti. | Open Subtitles | وبعد ذلك ينضم لصديق لنا بجيرزي |
| Jersey'deki Hertz adlı bir şirket elemanı, Younger'ı teşhis etti. Çok emin. | Open Subtitles | حصلت من الموظف (هيرتز ) في جيرزي ألذي أجر له , أكد على الهوية |
| Eğer Jersey'li isen Jersey'lisindir | Open Subtitles | إذا كنت من جيرسي أنت من جيرسي |