Madem bu Gazap Kâseleri oluyor bir yerlerden kâse falan mı çıkacak? | Open Subtitles | إن كانت هذه جامات الغضب الإلهيّ فماذا؟ هل ستظهر في وعاء في مكان ما؟ |
Kilisedeki Gazap Kâseleri resminin üzerinde "2LOT" yazıyordu. | Open Subtitles | مدوّن على لوحة "جامات الغضب الإلهيّ" في الكنيسة "ق. د. ح2" |
Kaseleri ben aldım Sen tencere ve tavaları al. | Open Subtitles | . أنا سأحضر الأوعية . وأنتم أحضروا القدور و المقالي |
Kaseleri getir. * (bowl) | Open Subtitles | أحظري الأوعية، أعحظري الأوعية. |
Bunlar öyle sıradan salata Kaseleri değil. Bunlar birinci kalite hediyeler. | Open Subtitles | أعني, هذه أوعية للسلطة لا ترسل عبر البريد إنها الهدايا الأولى |
Herşeyi olan bir adama göre küçük Kaseleri var. | Open Subtitles | لرجل لديه كل شيء ، لديه فقط أوعية صغيرة آسف |
Salata Kaseleri, ağaç tepsiler, erkek mücevher kutusu... | Open Subtitles | عده ألعاب خشبية أطباق السلطة ,صواني خشبية , صناديق مجوهرات الرجال |
Gazap Kâseleri'nden kalmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد انها تعود لمسرح جريمة نزلات الغضب |
Bir büyük, bir orta boy, bir de minik Kaseleri varmış. | Open Subtitles | كان عندهم طاسة كبيرة، وطاسة متوسطة وطاسة صغيرة |
Gazap Kâseleri. Bir sonraki tablo. | Open Subtitles | "جامات الغضب الإلهيّ"، المشهد التالي |
Üç tabloları kaldı. Gellar'ın defterine göre sırada Gazap Kâseleri var. | Open Subtitles | لديهما ثلاثة مشاهد لإكمالها، ووفق دفتر (غلر)، جامات الغضب الإلهي هي التالية |
Gazap Kâseleri nerede peki? | Open Subtitles | -فأين جامات الغضب الإلهيّ إذًا؟ |
Gazap Kâseleri. | Open Subtitles | جامات الغضب الإلهيّ |
Kaseleri getir. | Open Subtitles | -لا أوعية، بدون أوعية . -أحظري الأوعية . |
Kaseleri bırakıyorum. | Open Subtitles | سوف أترك الأوعية. |
Ama onun hayatını düşününce, 1970'ler İngilteresinde bir Karayipli yaşamını betimlemek çok kolaydı. Plastik meyve Kaseleri, polistiren tavan döşemeleri, teslimat sırasında gelen şeffaf kılıflar içinde kanepeler. | TED | ولكن في استحضار حياته، كان شيئا عاديًا جدًا أن تصور حياة شخص كاريبي في إنجلترا في السبعينات مع أوعية فاكهة بلاستيكية و أجزاء سقف من البوليسترين وأرائك مغطاة بالكامل بذلك الغطاء الشفاف الذي تباع به |
Pirinç Kaseleri, tabaklar ve çömlekler. | Open Subtitles | أوعية الرز والأطباق وقدور الطبيخ |
Olmaz, annemin özellikle kendi amacına benzeyen Kaseleri sevmediğini söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | لا، أتذكر تحديد أمي وهي تقول أنها لا تحب أطباق لأشياء على شكل تلك الأشياء |
- Hangi Kaseleri? | Open Subtitles | -أي أطباق ؟ |
Ayrıca Gazap Kâseleri'nden aldığımız örneklerin bazılarıyla da uyuyor. | Open Subtitles | و هي تتطابق مع بعض العينات التي اخذناها من مسرح جريمة نزلات الغضب |
Bir büyük, bir orta boy, bir de minik Kaseleri varmış. | Open Subtitles | كان عندهم طاسة كبيرة، وطاسة متوسطة وطاسة صغيرة |