| köşeni kişiselleştireceksin. Kendi dolabından kıyafetler kullanacaksın bunun gibi mesela. | Open Subtitles | ستكتبين عمودكِ بشكلٍ شخصي ستأخذين قِطعاً من خزانتكِ الخاصة |
| Sen çok iyi bir yazarsın. Senin köşeni okuyarak bir sürü seksi kelime öğrendim ben. | Open Subtitles | أنتِ كاتبة رائعة ، لقد تعلمت من عمودكِ الكثير من الكلمات المثيرة |
| -Babam köşeni çok sever. -Teşekkür ederim. | Open Subtitles | يَحبُّ أبّي عمودُكَ. |
| Git köşeni kontrol et, ben başladığını haber vereceğim. | Open Subtitles | إذهب وتفقد حال زاويتك سأبعث لك إن احتجتك |
| Bence semtteki bütün anneler senin köşeni okumalı. | Open Subtitles | اعتقد ان على كل امرأة بالمدينة ان تقرأ العمود الخاص بك |
| Senin köşeni tam sayfaya çıkarmayı düşünüyoruz. Öyle mi? | Open Subtitles | لأننا نفكر في زيادة مقالك إلى صفحة كاملة |
| köşeni bırakamazsın. O sensin. | Open Subtitles | كاري), لا تستطيعين ترك عامودك) إنه من أنتِ عليه |
| Arkamdan iş çevirip köşeni yayınladın, hem de ben hazır değiliz dememe rağmen. | Open Subtitles | تصّرفتِ من وراء ظهري وأطلقتِ عمودكِ... عندما قلت لكِ أننا لم نكن مستعدّون... |
| köşeni biliyorum. | Open Subtitles | إنني أقرأ عمودكِ |
| O zaman köşeni sabah kim bakacak? | Open Subtitles | من سيراقب زاويتك في الصباح ؟ |
| Her anne senin köşeni okumalı. | Open Subtitles | أعتقد أن على كل امرأة بالمدينة أن تقرأ العمود الخاص بك |
| - Teşekkür ederim. - Evet, yani, köşeni okuyoruz. | Open Subtitles | شكراً لك نعم, أعني, نقرأ العمود الخاص بك |
| Senin köşeni çok seviyorum! | Open Subtitles | أنا أحب العمود الخاص بك. |
| Tanıştıktan sonra köşeni okumaya başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت متابعة مقالك منذ تقابلنا |
| - Merhaba Daniel. - Ben de senin köşeni okuyordum. | Open Subtitles | -مرحبا, كنت أقرأ للتو مقالك |
| - köşeni her gün okuyorum. | Open Subtitles | - أنا أقرأ عامودك الصحفي كل يوم . |