| Traş köpüğü kullanıcılarının büyük bölümü bir marka seçip oana sadık kalırlar... | Open Subtitles | الغالبية العظمى من ..مستخدمي كريم الحلاقة يفضلون نوعاً معيناً ..و يُخلـِصون له |
| Kutularda kırışık önleyici krem, rimel, nemlendirici ruj... banyo köpüğü, çabuk kuruyan oje, hazır ağda... | Open Subtitles | كل علبة تحتوي على كريم ضد التجاعيد مَسْكًَََرة رموش مرطب أحمر شفاه خرز حمّامُ طلاء اضافر سريع الجفاف |
| Ama gene de Kızgın güneş ufka kavuşurken... rüzgar hızını kesip deniz köpüğü uykuya çekilirken... ve alacakaranlık başıboş dünyayı sararken... yurduma dönüyorum. | Open Subtitles | مع ذلك حتى الآن عندما تنحدر الشمس الملتهبة عندما تفنى الرياح بعيدا وتهدأ رغوة البحر ويلمس الشفق شبح الأرض المرتحلة |
| Deniz köpüğü yeşilinde, hasarlı ve hor kullanılmış Fender tam karşısında, ona bakıyordu. | Open Subtitles | حاجز مدمر بلون رغوة البحر يحدق به هو الآخر |
| köpüğü piyasadan çektiler çünkü zehirli olduğu ortaya çıktı. Ama bana sorarsan, onu yiyecek kadar salaksan, ölmeyi de hak ediyorsun demektir. | Open Subtitles | لقد أخرجوا الرغوة من السوق لأنهم وجدوها مسممة لكن إن سألتني ، إن كنت غبياً كفاية لتأكلها فتستحق الموت |
| köpüğü bugün biraz hareketsiz. | Open Subtitles | - الرغوة متوانيةُ بعض الشيء اليوم. - نعم. أنا يُمْكِنُ أَنْ أُخبرَ بدون نَظْر |
| - Wasabi yeni deniz köpüğü. | Open Subtitles | الوسابي هو زبد البحر الجديد. |
| Traş köpüğü pazarlamada klasik bir durumu belirterek başlayayım. | Open Subtitles | ..بتعريفكم الأسس المقبولة في توزيع كريم الحلاقة |
| Başta traş köpüğü olmak üzere, neredeyse tüm erkek hijyen ürünleri bizim meslektekilerin 'modaya dayanıklı' dediği ürünlerdir. | Open Subtitles | ..بكلمةٍ أخرى, كريم الحلاقة بالتأكيد, هو أغلب مستحضرات ..الرجال الصحية التي نقول أنها لا تواكب الموضة |
| Bu arada duşta bitmeyen tıraş köpüğü var. | Open Subtitles | للمعلومات, يوجد كريم للحلاقة بالأسفل بالدش. |
| Tıraş köpüğü, jilet diş macunu getirdim. | Open Subtitles | جلبت لك كريم حلاقة، وشفرات حلاقة، ومعجون أسنان. |
| Kaynamış yağsız süt, köpüğü tamamen alınacak önce kahve, sonra su konacak, süte yer bırakılacak. | Open Subtitles | أريد قهوة بحليب بلا رغوة وثلاثة أقداح قهوة بقليل من الحليب |
| Patlamanın etkisiyle yalıtım köpüğü bu ikisinin üzerine saçılmış. | Open Subtitles | فنفجر احد خزانات رغوة العزل على هذين الشخصين بسبب حرارة الانفجار |
| Şefe söylemiştim de altı kişilik istiridye köpüğü hazırlıyor. | Open Subtitles | حسناً , عليَّ أن أخبر الشيف إنه يحضر رغوة المحار لستة أشخاص |
| Yangın söndürme köpüğü bitmek üzere, ama borularda son bir atış yapacak kadar kalmış olması lazım. | Open Subtitles | رغوة قمع النار إنتهت تقريباً ولكن يجب أن يتبقي ما يكفي في الأنابيب لطلقة واحدة |
| Deterjan aynı, dezenfektanlar aynı, pislik köpüğü aynı. | Open Subtitles | نفس المطهر نفس المبيد , نفس الرغوة |
| Şimdi Sinyor Sinyor, köpüğü Karıştırıyoruz | Open Subtitles | و الآن سيداتي سادتي , سنخلط الرغوة |
| Şimdi sinyoralar sinyorlar Karıştıralım köpüğü | Open Subtitles | و الآن سيداتي سادتي , سنخلط الرغوة |
| Doldurmuş birayı yudumluyor köpüğü | Open Subtitles | مع بيرة في يد يحتسي فقط زبد |
| Lipitlerden meydana gelmiş sabun köpüğü gibi görünen bir oluşum. | TED | بشكل أساسي لقد بنى ما بدا فقاعات صابون مصنوعة من الدهون. |
| Yardım! Bu silah sadece sabun köpüğü fırlatıyor. | Open Subtitles | يالهي ، النجدة جل مايفعله هذا المسدس هو اطلاق الفقاعات |
| - Bunun köpüğü çok. Şunun köpüğü az. | Open Subtitles | هذه الرغوةِ صعبةُ جداً، هذه الرغوةِ ناعمةُ جداً. |
| Çünkü bahçeden uzak dursun diye camlara tıraş köpüğü püskürtüyorum. | Open Subtitles | رششت النوافذ برغوة الحلاقة لأبعدها عن الحديقة |