Sürü, okyanustaki soğuk su akıntısıyla sığ bölgeye sürüklendi ve bu köpek balıklarına bir fırsat yaratıyor. | Open Subtitles | سيق السرب للمياه الضحلة بتيارات المحيط الباردة. وهذا يعطي للقروش فرصة. |
Sen onu yap. Bende kendimi köpek balıklarına yem edeceğim. | Open Subtitles | افعل ذلك، وأنا سأطعم نفسي للقروش. |
Devasadan ufacık köpek balıklarına kadar her şeyi fotoğrafladım. | TED | لقد قمت بتصوير كلّ شيء من أسماك القرش الضخمة إلى تلك الصغيرة التي تتناسب مع راحة يدي. |
Yunuslar köpek balıklarına yardım ederler. | TED | في الحقيقة، تُساعد الدلافين أسماك القرش لتتغذّى بفعاليّة. |
Bu sorunlar diş ve köpek balıklarına mahsus değil. | TED | المشاكل لا تقتصر على الأسماك المسننة أو أسماك القرش. |
O bebeyi köpek balıklarına yem edeceğim. | Open Subtitles | سوف اعضك عضة سمكة القرش |
Olmadığını biliyorum. Eğer olsaydı Sam şimdiye bizi köpek balıklarına yem etmişti. | Open Subtitles | أعلم، لو كان كذلك، لجعلكما (سام) طعام سمكة القرش الآن. |
Tayfadan biri düşüp köpek balıklarına yem olmuş. | Open Subtitles | أحد طاقمه سقط من القارب و أكلته أسماك القرش |
Benzer nesnelerin benzer şekilde oluştuğunu bulduğunda çok eski köpek balıklarına ait dişlerin, suyun içnde etrafında kaya tabakası oluşmasıyla dağlara dönüştüğünü savundu. | TED | اكتشاف أشياء مماثلة مصنوعة بطرق مماثلة، وقد حاجج بأن الأسنان القديمة قد جاءت من أسماك القرش القديمة في المياه التي شكلت صخورا حول الأسنان وأصبحت جبالا. |