"kötü değilmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس سيئاً
        
    • يكن سيئاً
        
    • ليست سيئة
        
    • ليس سيء
        
    • ليست بالسوء
        
    • ليس سيئًا
        
    • ليس بالسوء
        
    • ليس متعبا
        
    • الأمور لم تسوء
        
    Bu benim silahım İdare eder diye düşünmüştüm gerçekten de kötü değilmiş. Open Subtitles هذا سلاحي، اعتقدت أنه ليس جيداً لكنه في الحقيقة ليس سيئاً
    Otelin hiç kaynak malzemesi olmayabilir ama, kitap seçimi o kadar kötü değilmiş. Open Subtitles محل هدايا النزل قد لا يحتوي على معدات لحام ولكن هذا الكتاب ليس سيئاً
    Bölgemdeki her polise doğru şeyi yaptıkları için kızgın olmam yeteri kadar kötü değilmiş gibi, şimdi sana da mı kızgın olayım? Open Subtitles لو لم يكن سيئاً بما يكفي بأن أغضب كل شرطي في منطقتي لقيامي بأعمال شريفه والآن أنا أغضبك أنت أيضاً؟
    Babanın seni annene ilmeklediği videoyu izlemek yeteri kadar kötü değilmiş gibi. Open Subtitles كما لو أن مشاهدة فيديو والدك وهو يدمجك مع والدتك لم يكن سيئاً بما فيه الكفاية
    - Travma o kadar da kötü değilmiş ha? Organ bağışı evraklarını doldurdu. Open Subtitles الطوارئ ليست سيئة الآن، صحيح؟ قامت بتعبئة كل أوراق التبرع.
    Sanki burası yeterince kötü değilmiş gibi. Open Subtitles وكأن هذا المكان ليس سيء بما يكفي.
    Korktuğumuz kadar kötü değilmiş. Open Subtitles إنها ليست بالسوء الذي كنا نخشاه
    Aynen. Bakın, durum sandığımız kadar kötü değilmiş. Open Subtitles نعم, إنه ذلك, اسمعي تبين أن الأمر ليس سيئًا كما ظننا
    Ağırlıkla atlamak o kadar da kötü değilmiş demek! Open Subtitles أعتقد أنّه ليس سيئاً للغاية كونكِ ثقيلة في الأخير
    Bu bölmelerde yaşamak çok da kötü değilmiş. Open Subtitles المعيشة في تلك الحُجيّرَات ليس سيئاً جداً.
    Montreal'in bizim karşımızda 3-2 önde olması yeteri kadar kötü değilmiş gibi, şimdi de burada olmayan bir konuğum var, Bay Pickleton. Open Subtitles ليس سيئاً جداً ان مونتريال يقود فريقنا 3-2 بتلك السلسله "الان عندي ضيف السيد"بيكلتون الذي لم يظهر
    Bak işte, o kadar kötü değilmiş, ha? Open Subtitles أترين, هذا ليس سيئاً, أليس كذلك؟
    Burası o kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles الوضع ليس سيئاً جداً هنا، بعد كل شئ
    Yeri kötü değilmiş. Open Subtitles مكانها لم يكن سيئاً.
    O kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles ذلك لم يكن سيئاً
    O kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles ذلك لم يكن سيئاً
    Ve haklıydın, vampir olmak o kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles وكنت على حق. كونه مصاص الدماء ليست سيئة.
    Bilmem. Sanırım normali o kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles لا أعلم ، أخمن أن الأمور الطبيعية ليست سيئة للغاية
    Aslında, o kada da kötü değilmiş. Open Subtitles إنه ليس سيء المظهر
    Aslında, o kada da kötü değilmiş. Open Subtitles إنه ليس سيء المظهر
    Hafızanız sandığınız kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles . ذاكرتكِ ليست بالسوء الذي تعتقدين
    - Çok kötü değilmiş. Open Subtitles هذا ليس سيئًا للغاية
    Hapishane yeterince kötü değilmiş gibi, bir de akciğer kanseri çıktı. Open Subtitles السجن ليس بالسوء الكافي، علاوةً على سرطان الرئة
    O kadar kötü değilmiş. Open Subtitles ليس متعبا للغاية
    İşler yeterince kötü değilmiş gibi, Kansas'ın şefi Piscano devreye girdi. Open Subtitles كأن الأمور لم تسوء بالقدر الكافي,فدخل بيسكانو نائب الزعيم عن مدينة كانساس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more