"kötü göründüğünü" - Translation from Turkish to Arabic

• يبدو سيئاً
• تبدو سيئة
• يبدو في حالة سيئة
• يبدو سيئا
• يبدو سيئًا

Kötü göründüğünü biliyorum, ama...
أنا أعني ذلك، أعرف أنه يبدو سيئاً ..لكن، أنتِ تعرفين إنه

Dinle, Kötü göründüğünü biliyorum. Doğrusunu söylemem gerekirse yanlış tanı da bulundum.
أعلم أن هذا يبدو سيئاً أخطأت التشخيص بالتأكيد

Kötü göründüğünü biliyorum ama bu sadece babamın mahkûmiyetini önlemek için tüm sabit bellekleri silmesinden ibaret?
هذا يبدو سيئاً, لكن أبي فقط يحاول ان يمسح جميع الأقراص الصلبة ليتفادى الإدانة

Şu anda Kötü göründüğünü biliyorum ama hâlâ bir şeyleri değiştirebilirsin.
و أنا أخبرك ، أن الأمور تبدو سيئة الآن لكنك لازلت تستطيع تغيير الأشياء أصبح ناجحاً من خلال جهودي الشخصية ؟

Kötü göründüğünü biliyorum, ama bir şansımız olabilir.
وأنا أعلم أنه يبدو سيئا, ولكن قد يكون لدينا بعض الحظ.

Bunun Kötü göründüğünü biliyorum, aşkım, ama açıklamama izin ver.
انا أعرف أن هذا يبدو سيئًا ، عزيزتي لكن لدي تفسير جيد

Jim, Kötü göründüğünü biliyorum ama biz sadece süslenme oyunu oynuyorduk.
-المظهر يبدو سيئاً لكن لكننا كنا نمزح و لا تعتبرنا مجرمين

Kötü göründüğünü biliyorum ama güzel şeylerin büyümeye devam etmesi için bazen acımasız olmak gerekir.
.. أعرف أن هذا يبدو سيئاً ولكن عليك أحياناً أن تكون عديم الرحمة إن أردت لشئ جميل أن يواصل نموّه

Sadece itiraf etmek istemiyorsun çünkü Kötü göründüğünü düşünüyorsun.
إنّما لا تُريدين الإعتراف بذلك لأنّه يجعل الأمر يبدو سيئاً.

Bakın, durumun Kötü göründüğünü biliyorum ama çocuklar çeşitli dönemlerden geçer ve ben bu sorunu çabucak çözmek için onunla ilişkimi mahvetmeyeceğim.
انظروا، أنا أعلم أن الامر يبدو سيئاً لكن الأطفال يمرون بمراحل ولن أخرب علاقتي بها

Neden Sonny'yi benim vurduğumu düşünüyorlar? Durumun çok Kötü göründüğünü itiraf etmeliyim.
لماذا يعتقدون أنني أطلقت على (سوني)؟ عليك أن تعترف يبدو سيئاً جداً

Sakinleş, tamam mı? Kötü göründüğünü biliyorum ama düzeltilebilir.
إهدأ , الأمر يبدو سيئاً لكن يمكن إصلاحه

Kötü göründüğünü biliyorum ama Ari de, Percy'nin ölmesini bizim kadar istiyor.
-أعلم أن الأمر يبدو سيئاً ولكن (آري) يُريد (بيرسي)، كما نريده نحن

- Kıpırdama. - Bak,Kötü göründüğünü biliyorum.
لا تتحرك انظر ، اعلم أن هذا يبدو سيئاً

- Biraz Kötü göründüğünü biliyorum. - Biraz mı?
أنا أعلم أنه يبدو سيئاً نوعاً ما

Kötü göründüğünü biliyorum.
أنا أعرف أن الأمور تبدو سيئة.

Senin yaptığını söylemiyorum. Kötü göründüğünü söylüyorum.
أنا أقول تبدو سيئة.

Kötü göründüğünü biliyorum.
أعلم أنه يبدو سيئا

Kötü göründüğünü biliyorum.
أعلم بأن الأمر يبدو سيئا

Kötü göründüğünü biliyorum, ama açıklayabiliriz.
أعلم أن هذا الأمر يبدو سيئًا ، لكن يُمكننا تفسيره