"kötüsüydü" - Translation from Turkish to Arabic

• الأسوأ
• الأسوء
• الاسوء
• أسوئها
• أسوأ الأوقات
• أسوأهم

Hadi, adamım, sen daha kötü durumlara düşmüşsündür. Ha ha ha! Hayır. hayır, bu en kötüsüydü.
يارجل لقد كنت في أسوأ حالاتك لا لا تلك كانت الأسوأ, لكم كنت عظيمه

Zaten döverdi ama, bu seferki en kötüsüydü.
إنه يفعل ذلك أحياناً ولكن هذه المرة كانت الأسوأ

Pirinç hasadı son 50 yılın en kötüsüydü.
محصول الأرز لهذا العام كان الأسوء منذ خمسين عاماً مضت

Hayatımda bazı kötü kararlarım oldu ama... burada seninle bir ofisi paylaşarak çalışabileceğimi düşünmek, üzerine alınma ama, en kötüsüydü.
راودتنيالكثيرمن الأفكارالسيئةفيحياتي , لكنالتفكيرأنهيمكننيالعملهنامعكِ, .واحدةمن الأسوء.

Ve bilmemek en kötüsüydü.
اقسم لك , عدم المعرفه كان هو الاسوء

Evet, dövme en kötüsüydü.
أجل، الوشم كان أسوئها

Çağların en kötüsüydü.
"لقد كانت أسوأ الأوقات"

Hayatımda bazı kötü kararlarım oldu ama... burada seninle bir ofisi paylaşarak çalışabileceğimi düşünmek en kötüsüydü.
, اتخذت قرارات سيئة كثيرة لكن التفكير أنه ربما يمكنني مشاركة مكتب معكِ كانت أسوأهم

Kilisedeki papaz yardımcıları en kötüsüydü.
شمّاس الكنيسة كان الأسوأ لا شيء سوى الأيدي..

Senin bir parçandı biliyorum ama en kötüsüydü ve onu çıkarıp atabildiğin için çok mutluyum.
أعرف أنّها في السابق كانت جزءاً منكِ لكنّها كانت الجزء الأسوأ وأنا سعيدة جدّاً لأنّكِ انتزعتِها منك ورميتها بعيداً

Boston'dan buraya yaptığım uçuş en kötüsüydü.
رحلتي لهنا من بوسطن كانت الأسوأ

Evet. O en kötüsüydü.
أجل, هذا الشخص كان الأسوأ

Son ay en kötüsüydü. Ama bu senin ikinci çocuğun tabii.
أوه ، الشهر الأخير كان الأسوأ

Sonuncu, en kötüsüydü.
كان آخر مرة الأسوأ.

Oğlunun yanında olmadığı hafta sonu ve tatiller en kötüsüydü.
الأيام الأسوء كانت بالعطل الأسبوعية والأعياد لأنه لم يكن لديها إبنها

Anne ise en kötüsüydü.
والأم كانت الأسوء.

- Geri aldım. - Şimdiye kadarki en kötüsüydü.
تجاهلها - إنه الأسوء -

En küçüğü ve kesinlikle en kötüsüydü.
بل كانت الاصغر و الاسوء

Kesin. Dövme en kötüsüydü.
-أجل، الوشم بلا ريب كان أسوئها