"kötüye gidiyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يزداد سوءاً
• تزداد سوءاً
• الأمر يسوء
• تزداد سوءً
• للأسوأ
• حالته ساءت
• تزداد سوء
• الأمر سوءاً
• يزداد سواءاً
• يحصل أسوأ
• يزداد سوءا
• إلى أسوأ
• الأمور تسوء فعلا ً
• بدأ يسوء
• تتدهور

Normalin yirmide biri, daha da kötüye gidiyor!
إنه طبيعي بنسبة 1إلى 20 و يزداد سوءاً عظيم إنه هنا

Burada sokaklar kötüye gidiyor.
أن الأحوال فى الشوارع تزداد سوءاً يوماً بعد يوم

Ne yaparsak yapalım, işler sürekli kötüye gidiyor.
الأمر يسوء أكثر وأكثر، مهما نفعل

Eskiden düşünülmüş kurgu olan bu fütüristik romanlar aslında şu anda gerçekleşiyor ve görünüşe göre daha da kötüye gidiyor.
رواية (أورويل) : " 1984" أعتبرت ذات مرة خيالة، وهذه الرويات المستقبلية التي تحدث بالواقع الآن. وإنها تبدو تزداد سوءً.

Çevrelerinde dolaşan bir şamar oğlanı yok bundan dolayı herşey kötüye gidiyor.
ليس لديهم كبش الفداء بالجوار بعد الآن لذا تتحول الأمور للأسوأ.

O deli değil. Beyninde tümör var. Ve galiba kötüye gidiyor.
إنه ليس مجنون ، لديه ورم دماغي وأعتقد أن حالته ساءت أكثر

Ama bu arada, kız arkadaşımın durumu kötüye gidiyor.
و لكنها في الوقت الحالي حالتها تزداد سوء

Erik, daha mı kötüye gidiyor?
يا إلهي , لا إريك , هل ذاد الأمر سوءاً ؟

- Yapamazsın. Durum kötüye gidiyor.
إنه يزداد سواءاً

Daha da kötüye gidiyor.
حسنا، فإنه يحصل أسوأ من ذلك.

Oteldeki insanların neredeyse üçte biri bulaşıcı halde ve her dakika daha da kötüye gidiyor.
حوالى ثلث الناس اصيبوا بالأعراض والأمر يزداد سوءاً

Serebrospinal sıvı testinde enfeksiyona rastlanmadı ve baş ağrısı kötüye gidiyor.
كان السائل النخاعيّ سلبيّاً للعدوى، والصداع لديه يزداد سوءاً

Kurt ısırığı bir tür enfeksiyon başlatmış. kötüye gidiyor.
تسبّب عضّة المذؤوب نوع من العدوى الأمور تزداد سوءاً

Gün geçtikçe davranışları daha da kötüye gidiyor...
..مواقفها تزداد سوءاً لانها تحتجز العلامة

Durum maalesef daha da kötüye gidiyor.
الأمر يسوء للآسف

Durumu kötüye gidiyor.
حالته تزداد سوءً

Dünya Cumhuriyeti geldiğinden beri hayatım kötüye gidiyor.
لقد أخذت حياتي منحى للأسوأ منذ قدوم جمهورية الأرض

Zatürresi kötüye gidiyor olabilir.
إلتهاب الرئة قد تكون حالته ساءت.

Etrafınıza baktığınızda bu hikayelerden on binlercesi var. Ve bir refah hissi yaratmak gerçekten çok zor çünkü herşey çok daha kötüye gidiyor.
لدينا العشرات من الألوف من هذه القصص المعلنة ومن الصعب ان تستحضر الذاكرة الكثير من معنى الصحة والعافية وذلك بسبب أن الأمور تزداد سوء

Daha da kötüye gidiyor. Sanırım bağlantılı.
ويزداد الأمر سوءاً أعتقد أنه ذو صلات

Brian, daha da kötüye gidiyor.
بريان، فإنه يحصل أسوأ.

Dünyada yedi milyar insan var ve her şey gittikçe kötüye gidiyor.
هناك أكثر من سبعة مليار نسمة على هذا الكوكب، الأمر يزداد سوءا.

Bu günlerde baktığın her yerde, herşey kötüden daha kötüye gidiyor gözüküyor.
يبدو أنه في كل مكان هذه الأيام تتحول الأمور من سيء إلى أسوأ

Durum hızla kötüye gidiyor.
اوه، لا. الأمور تسوء فعلا ً وبسرعة

Bizimki de kötüye gidiyor.
و نحن حالنا بدأ يسوء

Hayır, daha iyiye gideceği yerde daha kötüye gidiyor.
لا,بدل أن يتحسن,فإن حالته تتدهور