"köylerini" - Translation from Turkish to Arabic

• قريتهم
• قراهم
• قرى

Dediklerine göre PLF ve NRC köylerini 3 gün önce ele geçirmiş.
قالوا إن جنود مجلس التحرير ومجلس الإصلاح احتلوا قريتهم قبل ثلاثة أيام.

Komşu kabile Redones, köylerini işgal ediyor ve bu sonbaharda iki kez güpegündüz sığır çalıyorlar.
الريدونس قبيلة مجاورة داهمت قريتهم وسرقت الماشية في وضح النهار مرتين هذا الخريف

köylerini bulabiliriz, belki bize tekne verirler.
نستطيع ان جد قريتهم ربما نتدبر قارب منهم

Onların küçük köylerini bulabilmek için elinden geldiğince sık uçuşa çıkardı.
لقد قام بالعديد من الرحلات محاولاً أن يجد أحد قراهم الصغيرة

Davulcularının dediğine göre, askerler insanlarını sürüp geri dönememeleri için köylerini yakıyormuş.
قام الجنود بإعتقال شعبهم واقتادوهم في مسيرات وقامو بحرق قراهم لكي لا يجدوا بيوت لهم حين عودتهم

Her nedense bazı köylüler, bir petrol boru hattının, köylerini atalarının ruhlarının var olmadığı bir yere taşımak için yeterince iyi bir neden olduğunu düşünemedi.
بطريقه ما لم يظن القرويون ان خط انبابيب البترول لم يكن سببا جيدا لترحيلهم عن قراهم

Sayın Başkan, komutanlarımız köylerini hedeflemiş durumdalar.
سيدي الرئيس . القادة لديهم قمر صناعي مُصوب نحو قريتهم

Gözetçiler köylerini geri aldılar sen onlara kendilerini savunmayı da öğrettin.
وكلّ شيء نحن قتال ضدّ الحرّاس ستعادو قريتهم

köylerini yakıp kafalarını uçurmak istersin.
أنت تريد أن تشعل قريتهم و تقطع رؤوس زعمائهم

Talus nehirden gelip köylerini yaktıktan sonra, buraya ormana sığındılar.
"بعد أن حرق "تاليس قريتهم بجوار النهر أقاموا بهذه الغابه

Onlara tek gereken, köylerini savunabilmek için cephane.
كل ما يحتاجونه هو بضعة آلاف من رصاص الذخيرة للدفاع عن قريتهم.

Efsaneye göre bir dünyalı ateşli silah alırsa eline başka bir dünyalıyı vurmak için bile olsa Weather Dağı köylerini yok edermiş.
تـقول الأسطورة , إذا حمل أرضي سلاحاً حتى ولو لقتل أرضي آخر ماونت وذر ستمسحُ قريتهم بالكامل

Askerler köylerini ateşe vermişler.
أخبروني كيف أحرق الجنود قريتهم

"Bunun sonucunda köylerini koruyabilmek için bir grup shinobi toplanmış."
".جماعةٌ من النينجا ظهرت للدفاع عن قريتهم من الهجوم

- köylerini geri verelim o halde.
دعونا نعيد اليهم قريتهم.

Ama sonra köylerini yakıp, onları kendi topraklarından kovacak kadar güçlü hâle gelmişiz ve onlara "çiçek hastalığıyla size iyi şanslar" demişiz.
حتى ما كنا أقوياء بما فيه الكفاية حرقنا قراهم وطردناهم من ارضهم الحقيقية وبعد ذلك قلنا لهم "حظاً أوفر في مرض الجدري"

Topraksız işçiler ve su krizinin mültecileri olarak köylerini terketmiş verimsiz arazi çiftçileriydi.
كل العمال كانوا عمال لا يملكون اراضي و مزارعين غادروا قراهم

Avi okuyorum, 1915'te Osmanlılar köylerini yağmalamış.
افي، استمعي، 1915، العثمانيين نهبو قراهم

Çin'de Min gibi 150 milyon işçi var. Bu işçilerin 3'te 1'ini otellerde, restorantlarda ve büyük şehirlerin inşaatlarında çalışmak için köylerini terk eden kadın işçiler oluşturuyor.
عبر الصين، هناك 150 مليون عامل مثلها، ثلثهم من النساء، الذين تركوا قراهم للعمل في المصانع والفنادق، والمطاعم ومواقع البناء في المدن الكبيرة.

Geçen Ekim'de, açılış törenleri -- güzel, kutsal bir etkinlik, 80 ülkeden 5.000 kişi, ziyaretçi akını, Güney Amerika'nın tamamından gelen yerli insanlar, kimisi köylerini daha önce hiç terk etmemiş olanlar.
في أكتوبر الماضي، كانت احتفاليات االتدشين حدث جميل ومقدس. 5000 شخص من 80 دولة، نهر متواصل من الزوار، سكان أصليون من كل جنوب أميركا بعض منهم لم يسبق وأن غادروا قراهم.

2004'te, Sri Lanka'da, Sumatra depreminden... ...ve tsunamiden sonra, Müslüman balıkçıların köylerini yeniden inşa ettim.
وفي عام 2004 في سريلانكا بعد زلزال سومطرة وأمواج تسونامي . أعدت بناء قرى الصيادين الإسلامية .