"küçüğü" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأصغر
        
    • أصغرهم
        
    • هي أقل
        
    • يبعد الإبن
        
    • تعجن الصغير إن
        
    Ve yedi kardeşin en küçüğü olmak, Hiç bir zaman hiçbir şey için ön safta yer almadım. TED وكوني الأخت الأصغر, لم أكن أبداَ في مقدمة الصف.
    En büyük oğlu doktor. En küçüğü ise serseri. Kızı ise yakınlarda evlendi. Open Subtitles إبنه البكر طبيب، الأصغر فاشل، الفتاة تزوجت منذ فترة
    ve en küçüğü daha yeni doğdu, ve karısı doğum ateşi ile yatakta. Open Subtitles الأصغر مولود للتو وزوجته عندها حُمَّى ولادية
    Sen basıp gittiğinde en küçüğü iki aylıktı. Open Subtitles أصغرهم عمره شهرين فقط قبل أن تهربي
    Çantalar, şu anda sorunlarının en küçüğü. Open Subtitles الحقائب هي أقل ما يجب أن تقلقي بشأنه الآن
    Büyük Luthor, küçüğü Mağaralardan Kovdu Open Subtitles لوثر الأب يبعد الإبن عن الكهوف
    küçüğü de içeri sokmak mı? Open Subtitles - "لك أن تعجن الصغير إن أخفقت؟"
    Yeni gelen çocukların en büyüğü 14, en küçüğü ise 2 yaşlarındaydı. Open Subtitles أكبر للأطفال الواصلين حديثا كان تقريباً بعمر 14 سنة الأصغر كان 2 تقريباً
    Büyük olanın bir şansı olabilir, ama küçüğü korkarım ki kayıp vaka. Open Subtitles شكراً، الأكبر يملك فرصة أما الأصغر فأخشى أن قضيته خاسرة
    İçlerinden bir tanesi, en küçüğü ve en parlak olanı, en uzun macerayı yaşıyor benim için. Open Subtitles وإحداهنّ الأصغر والأسطع تقوم بأطول رحلة بينهم من أجلي
    Tanrım, çok küçük kalpler görmüştüm ama bu en küçüğü. Open Subtitles يا إلهي، لقد رأيت قلوبًا صغيرة، لكن... هذا هو الأصغر.
    Hollis'in sekiz çocuğundan en küçüğü ve Hollis'le Manhattan'ın kodamanlarından biri olan dördüncü karısı Debora Clarkson'ın tek kızı. Open Subtitles الأصغر بين أبناء هوليس الثمانية وابنته الوحيدة من طليقته الرابعة، ديبورا كلاركسون.
    En küçüğü daha yeni yürüyor şimdilik hizmetli odası işimizi görür. Open Subtitles لا يزال ابننا الأصغر يدرج, لذلك لا بأس بغرفة الخادمة في الوقت الحالي
    Ama en küçüğü ve en zekisiydi. Open Subtitles لكنه كان الأصغر, والأكثر حيوية
    Birleşmiş Milletler'e üye devletlerin en küçüğü. Open Subtitles العضو الأصغر في العالم في الأمم المتحدة
    Jamie, küçüğü, askerdeyken öldü. Open Subtitles جيمى, ابنى الأصغر مات فى الجيش
    Dawn'un yalnızca ailenin En küçüğü olmadığını hatırlatayım. Open Subtitles ولكن أستطيع أن أخبرك بأن داون هي الأصغر .
    Önce en küçüğü en son babayı. Open Subtitles الأصغر أولاً . ثم الوالد فى النهاية
    Eşyalar en küçüğü alana gider. Open Subtitles الأواني سيأخذها من سيرعى الأصغر سنا
    En küçüğü altı yaşında. Open Subtitles أصغرهم في السادسه
    April en küçüğü, bebekken menenjit geçirdi. Open Subtitles ابريل) أصغرهم سناً), لديها التهاب السحايا كالطفل.
    İnsanların düşüncelerini duymak sorunlarımın en küçüğü. Birkaç replik, ilaçların doğru karışımı. Open Subtitles سماع أفكار الناس هي أقل مشاكلي و يُمكنُنّي التخلص منها بخطين من مخدر و تركيبة أدوية مناسبة.
    Büyük Luthor, küçüğü Mağaralardan Kovdu Open Subtitles "لوثر الأب يبعد الإبن عن الكهوف"
    küçüğü de içeri sokacağım. Open Subtitles - لك أن تعجن الصغير إن أخفقت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more