"küçük çocuğun" - Translation from Turkish to Arabic

    • الولد الصغير
        
    • الطفل الصغير
        
    • الفتى الصغير
        
    • ليتل بوي
        
    • الصبي الصغير
        
    • ولدين صغيرين
        
    Babasının kanı küçük çocuğun her yanına bulaştı. Open Subtitles ذلك الولد الصغير, غطي بدماء والده بالكامل
    Kuledeki bu küçük çocuğun kraliyet bayrağını taşıyan 40 bin kişilik birliği olur. Open Subtitles وهذا الولد الصغير في البرج سيكون لديه ذات يوم 40000 جندي يسيرون تحت لوائها
    Ve şimdi göreceğiniz bu küçük çocuğun iki dakika içinde beş hipotez deneyeceği. TED وما سترونه الآن هو كيف أن هذا الطفل الصغير سيختبر خمس فرضيات على مدى دقيقتين.
    Burada düşünmemiz gereken, bizden alınırsa bu küçük çocuğun ruhuna ne olacağı. Open Subtitles دون النظر إلى ما يمكن أن يحدث.. لروح هذا الطفل الصغير
    Hint ormanlarında pek çok garip efsane, dilden dile dolaşır ama hiçbiri Mowgli adlı küçük çocuğun hikayesi kadar ilginç değildir. Open Subtitles لقد رويت اساطير غريبة عن الأدغال الهندية ولكن ليس هناك أغرب من قصة الفتى الصغير ماوكلي
    O küçük çocuğun hayatını kurtarabilirim, ama yapmayacağım. Open Subtitles انا استطيع ان انقذ حياة الفتى الصغير لكنني لن افعل ذلك
    küçük çocuğun kardeşi Francis hakkında bir şeyler biliyor musun? Open Subtitles أعني، هل تعرف أيّ شيء حول شقيق (ليتل بوي) (فرانسيس)؟
    Darrington'ı ara. küçük çocuğun ve hücre arkadaşının dosyalarını göndermelerini iste. Open Subtitles إتصل بـ"دارينجتون"، وإجعله يرسل لي ملفات (ليتل بوي
    Ve o küçük çocuğun da bileklerinde aynı zincirler vardı. Open Subtitles و ذلك الصبي الصغير كان لديه نفس السلاسل على كاحليه
    -Bakıcı bana, odamızda iki küçük çocuğun öldüğünü söyledi. Open Subtitles جليسة الاطفال اخبرتني ان ولدين صغيرين قد ماتوا في غرفتنا
    Alan'ın isteyeceği son şey, bu küçük çocuğun yüzüne, iflas etmiş biri olarak bakmaktır.. Open Subtitles "آخر ما يريده "آلان هو أن يبدو فاشلاً بعيني ذاك الولد الصغير هناك
    Her zaman o küçük çocuğun, katili olarak kalacağım. Open Subtitles سأظل دوما قاتلا لهذا الولد الصغير
    Hala küçük çocuğun yüzü aklımdan çıkmıyor. Open Subtitles ما زال بوسعي رؤية وجه الولد الصغير
    Ben küçük çocuğun yerini tespit edebilmek için termal görüşümü kullandım. Open Subtitles لقد إستخدمت التصوير الحراري لتعقب موقع الطفل الصغير
    Ve işte, bu küçük çocuğun da gösterdiği gibi hepimiz unutmayalım ki korunuyor olsanız dahi frengi hala öldürücü bir hastalıktır. Open Subtitles وهكذا... كما ودعنا هذا الطفل الصغير في الأرض، دعنا نتذكر جميعنا
    küçük çocuğun mezarını biri kazacaksa o kişi ben olacağım! Open Subtitles إذا أي شخص يحفر ! بقبر هذا الطفل الصغير , هو أنا
    Hani küçük çocuğun beyaz bavulun içinden çıktığı? Open Subtitles وذلك الفتى الصغير في البدلة البيضاء
    Zavallı küçük çocuğun hiç şansı olmamış. Open Subtitles الفتى الصغير المسكين لم تكن لديه فرصة
    Ev yanarken, küçük çocuğun anne ve babası çığlıklar atıyormuş. Open Subtitles بما أن المنزل كان يحترق ...والدا الفتى الصغير صرخا
    Tamam, küçük çocuğun dinlemediğine emin olman gerekiyor. Open Subtitles حسنًا، عليكِ أن تتأكّدي أن (ليتل بوي) لا يستمع
    Darrington, küçük çocuğun hücre arkadaşı hakkında bilgileri e-mail attı. Open Subtitles أرسلت "دارينجتون" لي بريد إلكتروني بالمعلومات عن رفيق زنزانة (ليتل بوي)
    Belki de küçük çocuğun, hücre arkadaşını astığı ile ilgili dedikodular doğrudur. Open Subtitles لذا ربّما الإشاعة حول (ليتل بوي) شنق رفيق زنزانته هو صحيح
    Özür dilerim. küçük çocuğun dansıyla büyülenmiştim. Open Subtitles آسف ، كنت منشغل برقصة الصبي الصغير
    İki küçük çocuğun ölüm emrini de senin aracılığınla verdi, öyle değil mi? Open Subtitles أمر بقتل ولدين صغيرين من أجل قضيتك، أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more