Bu küçük örümcek, inanılmaz derecede güçlü mikrop öldürücü bileşenler üretmekte. | TED | ينتج هذا العنكبوت الصغير مركبات مضادة للبكتيريا قوية جدًا. |
Ve bu savaşta, bu küçük örümcek bizim en güçlü gizli silahlarımızdan biri olabilir. | TED | وفي هذه الحرب، من الممكن لهذا العنكبوت الصغير أن يكون أعظم أسلحتنا البيولوجية. |
Affedersin. küçük örümcek dışarı çıktı. | Open Subtitles | أنا آسف، العنكبوت الصغير قد خرج |
Uyan küçük örümcek. Uyan. | Open Subtitles | استيقظ أيها العنكبوت الصغير استيقظ |
Uyan küçük örümcek. | Open Subtitles | أستيقظ أيها العنكبوت الصغير. أستيقظ. |
Uyan küçük örümcek, uyan. | Open Subtitles | أستيقظ أيها العنكبوت الصغير. استيقظ. |
Ve sonra Gracie'ye "küçük örümcek" şarkısını söyledim... tam 17 kez, hem de o garip el hareketleriyle. | Open Subtitles | ثم غنيت "العنكبوت الصغير" لجرايسي 17مرة مع إشارات اليد |
Ezil seni küçük örümcek! | Open Subtitles | ! أسحق العنكبوت الصغير |