"küçük şeylerin" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأشياء الصغيرة
        
    • الأمور الصغيرة
        
    • تفاصيل صغيرة
        
    Demek istediğim, küçük şeylerin önemli olduğu. TED الآن وجهة نظري هي مسألة الأشياء الصغيرة.
    Bazı küçük şeylerin, bildiğinizi düşündüğünüz şeylerin her şeye farklı bir açıdan bakmanızı sağladığını öğreniyorsunuz. TED يمكن تعلم بعض الأشياء الصغيرة تجبرك على إعادة صياغة كل شيء كنت تعتقد أنك تعرف.
    Yapmak istediğim şey küçük şeylerin aslında en büyük şeyler olabileceğini dünyaya göstermek. TED ما أردت فعله هو أن أظهر للعالم كيف أن الأشياء الصغيرة يمكن أن تكون أكبر الأشياء.
    Önemli gözükmeyen küçük şeylerin yanında çünkü hayat kurtarmak her şeyi gölgede bırakmıştı. Open Subtitles و كذلك كافة الأمور الصغيرة التي لم تبدو مهمة لأن إنقاذ الارواح يفوق أي شيء
    Bazı şeylerin öylece atlanmasına izin verdi, küçük şeylerin. Open Subtitles لقد ترك الكثير من الأشياء تمر - تفاصيل صغيرة.
    Poonam, sen nasıl benim hakkımda ki en küçük şeylerin farkına vardın? Open Subtitles بةنام، كيف عرفت هذه الأشياء الصغيرة عني؟
    küçük şeylerin çiçekleri koklamak gibi ya da güneşin batışını izlemek, ya da sahil boyunca yürümek gibi. Open Subtitles إنها فقط الأشياء الصغيرة مثل شم الزهورِ أو مشاهدة الغروب أو فقط المشي على طول الشاطئ
    küçük şeylerin muazzam güçleri olabiliyor. Open Subtitles يمكن أنْ تمتلك الأشياء الصغيرة قوّة عظيمة
    Çünkü kehribar içerisinde hapsolmuş, dinazorun DNA'sı bize bu küçük şeylerin hapsedilebileceği ve fındıklara benzemek yerine, çok kıymetli gözükmelerinin sağlanabileceği fikrini verdi. TED لأن الحمض النووي للديناصور الذي حصر في العنبر أعطانا نوعا من فكرة أن هذه الأشياء الصغيرة يمكن ان تكون محصورة وبنفس الوقت تبدو ثمينة، بدلا من أن تبدو مثل المكسرات.
    Roy’un zengin dili ve usta öykü anlatımı sayesinde, “küçük şeylerin Tanrısı” prestijli Booker ödülünü kazandı. TED استحقت روي بفضل لغتها الغنية وسردها البارع جائزة بوكر المرموقة عن رواية "إله الأشياء الصغيرة".
    küçük şeylerin de kendine göre bir değeri var. Open Subtitles الأشياء الصغيرة لها قيمتها أيضاً
    küçük şeylerin her şeyi mahvetmesine izin veriyorum. Open Subtitles أنا تركت الأشياء الصغيرة تفسد علاقتنا
    küçük şeylerin onları mahcup etmelerine izin ver. Open Subtitles يتركون دائماً الأشياء الصغيرة تغمرهم
    küçük şeylerin Tanrısı” dünyasında, “Öncelikli olarak çeşitli türlerde umutsuzluklar vardır... kişisel umutsuzluk asla yeterince umutsuz olamazdı... TED في عالم "إله الأشياء الصغيرة" "أنواع مختلفة من اليأس تنافس على الصدارة... لا يمكن أن يكون اليأس الشخصي كافيًا أبدًا...
    küçük şeylerin büyük anlamı olabiliyor. Open Subtitles الأشياء الصغيرة تصبح صعبة
    Böylece, yapmak istediğimiz şeyin bu meme bezinden sadece çok küçük bir parça almak olduğuna karar verdik, "asinus" denilen, göğsün içindeki bütün o küçük şeylerin bulunduğu, sütün geldiği ve bebek emdiği zaman göğsün en uç kısmının geldiği bu küçük tüp. TED لذا ، قررنا ماذا نود أن نفعل ونأخذ جزء بسيط من الغدة الثديية، والتي يطلق عليها "حبة" ، حيث توجد كل هذه الأشياء الصغيرة بداخل الصدر حيث يذهب الحليب ، و في نهاية الحلمة يمر الأنبوب الصغير الذي يرضعه الطفل.
    Birkaç saat, koca bir ömrün gidişatını etkileyebilir. Böyle olunca da o birkaç saat, kömürleşmiş bir saatten arta kalan şeyler gibi yıkıntıların arasından kurtarılıp incelenmelidir. Bu, Arundhati Roy’un 1997 tarihli "küçük şeylerin Tanrısı" romanının önermesidir. TED "قد تؤثر بضع عشرات من الساعات على حصيلة حياة كاملة. وعندما يحدث ذلك، هذه الساعات القليلة كالبقايا المنقَذة لساعة محترقة... يجب أن تُبعث من الدمار وتُفحَص." هذه فرضية رواية أروندهاتي روي عام 1997 "إله الأشياء الصغيرة
    küçük şeylerin problem yarattığını öğrendik. TED وتعلمنا أن الأمور الصغيرة نتنة
    "Görürüz onu, küçük şeylerin içinde Open Subtitles "ندرك الواقع من خلال الأمور الصغيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more