Bu şarkıyı filme ekleyip küçük kasabalarda gösterime sokacağım. | Open Subtitles | .. اصدر الفيلم ثانية في البلدات الصغيرة هذا بالتأكيد سوف يرجع بعض الاموال |
İnsanlar küçük kasabalarda, gerçekten kapılarını açık bırakıyor, ha? | Open Subtitles | الناس حقاً يتركون أبوابهم مفتوحة فى البلدات الصغيرة |
Kasabanda, tüm bu küçük kasabalarda ev hanımlarının suratı sirke satıyor çamaşır deterjanı reklamlarının karşısında sıkıntıdan uyuklayarak ve garip, erotik zevklerin hayaliyle aptallaşıyorlar. | Open Subtitles | في بلدتكِ وفي كل البلدات الصغيرة ربّات البيوت المكبوحة بحسرة هذا الملل الرهيب الذي يتملكهم |
Ama bir doktor, ismi lazım değil, büyük şehir yöntemlerinin küçük kasabalarda geçerli olmadığını anlamıyor. | Open Subtitles | تلك طرق مدينتهم الكبيرة لا تَجْلسْ كويس في بلدة صغيرة. |
küçük kasabalarda orası polis istasyonu gibidir. | Open Subtitles | هناك حيث تستقر الشرطة في بلدة صغيرة كهذه |
Ve ilk defa, Buck'ın hep küçük kasabalarda dolaşıp insanlara imkânsızı mümkün kılmayı göstermesini istediğimi fark ettim. | Open Subtitles | و لأول مرة, أدركت أردت أن اؤمن بأن باك دائما سيكون هناك في بلدة صغيرة |
Nezaketi, iyiliği ve cesareti küçük kasabalarda görürsün. | Open Subtitles | في البلدات الصغيرة هناك ترين لطف، |
küçük kasabalarda bu normaldir. | Open Subtitles | -هذا شئ طبيعي في البلدات الصغيرة |
küçük kasabalarda insanlar diğerinden hep en kötüyü bekler. | Open Subtitles | في بلدة صغيرة دوماً يفترض الجميع الأسوأ في شخص ما |
Ama bir kez daha söylentilerin küçük kasabalarda nasıl yayıldığını çok iyi bildiğine eminim. | Open Subtitles | لكن، بعد ذلك مجدداً وأنا متأكد أنك تعرفين جيداً كيف تنتشر الكلمات في بلدة صغيرة. |
küçük kasabalarda öyle olmalı. Doğru. | Open Subtitles | أنها بلدة صغيرة اعرف أنك لا تحب البلدات الصغيرة- |