"kütleye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكتلة
        
    • كتلة
        
    • لكتلة
        
    • ككتلة
        
    Açının sinüsü ile yerçekiminin çarpımının kütleye bölünmesi ile buluruz. Open Subtitles إنه ناتج ضرب جيب الزاوية و الجاذبية مقسوماً على الكتلة.
    Yoğunluk, hacmin kütleye bölünmesi olarak tanımlanır. TED تعرّف الكثافة على أنها الكتلة مقسومة على الحجم.
    Kütle spektrometresi adı verilen oldukça hassas, üstün kaliteli bir alet kullanmak istediğimizde, özgün kütleye sahip bir molekül yaparız. TED اذا أردنا استخدام جهاز حساس وفاخر الذي يدعى مطياف الكتلة ، عندها سنصمم جزيء بكتلة فريدة من نوعها.
    Küçük olanlar, yıldız kütleli kara delikler olarak adlandırılır, güneşimizden 100 kata kadar daha fazla kütleye sahipler. TED ذات الحجم الصغير، تسمى تكتل ثقب أسود نجمي، لديه كتلة أكبر من شمسنا قد تبلغ حتى 100 مرة.
    Higgs, işte burda soldaki, büyük kütleye sahiptir ve bu elektrozayıf deseni de bozmaktadır. TED جسيمات هيجز كما ترونها هنا في اليسار بها كتلة كبيرة.. وتعمل على فصل تطابق هذا النمط الكهرومغناطيسي.
    Bu enerji yavaş yavaş kütleye dönüşmüş ve evrendeki her şeyi oluşturmuştur. Open Subtitles تحوّلت تلك الطاقة رويداً لكتلة تُكوّن كلّ شيء في الكون.
    Bu gezegen Jüpiter ile aynı kütleye sahip ve bundan dolayı kabaca bir tahminle aynı boyutta olmalıydı. Open Subtitles كانت كتلة الكوكب ككتلة كوكب المشتري وبالتالي ، كان ينبغي أن يكون بنفس الحجم تقريبًا
    Ancak bu gazlar eksik kütleyi karşılayabilecek kadar kütleye sahip değil. TED ولكن ذلك لا يفسر كمية الكتلة الموجودة أيضا.
    Kara delik temelde, kütleçekimin kütleye karşı kazandığı zaferdir. Open Subtitles فالثقب الأسود ببساطه هو الإنتصار النهائي للجاذبية على الكتلة
    Eğer içine bir şey daha girerse, kritik kütleye ulaşabilir! Open Subtitles أذا دخل شيء واحد آخر فيه فمن الممكن أن يصل لمرحلة الكتلة الحرجة
    Sadece kütleye biyopsi yapana kadar ertelememiz gerekiyor. Open Subtitles لكننا فقط نحتاج لأن نتوقف قليلاً إلى أن يصبح باستطاعتي أخذ عينة من الكتلة
    Böylece hücreler genom dizileme için gerekli kütleye erişecekler. Open Subtitles لكي تصل الخلايا إلى الكتلة الحرجة لبدء التشفير الجيني
    Düzgün çalışması için kritik kütleye ulaşması gerekliydi, yani tüm gezegen olmadan olamazdı. Open Subtitles ‫كان عليك الوصول إلى الكتلة الحرجة – أي الكوكب كلّه ‫و ما كان ذلك لينجح ما لم يشارك فيه الكوكب كلّه
    Dört ayak üstüne düşüp deli gibi hırıldarken hücresel yapı jölemsi bir kütleye... Open Subtitles ستتحوّل بنيته الخليويّة ..إلى كتلة جيلاتينية من
    Bu, bize herhangi bir kütleye sahip olan maddenin içerdiği kesin enerji değeri miktarını verir. Open Subtitles أعطت القيمة المضبوطة لكمّيّة الطاقة التي تحتويها أيّ كتلة مُعطاة.
    Basim yildizi gösteriyor, bu küçük gezegen yildizin etrafinda dönerken, küçük bir kütleye sahip oldugu için basimda, yani yildizda küçük çekimsel kuvvet uygular dolayisiyla, Dünya çapindaki bir gezegeni bulmak çok zordur. Open Subtitles لازال رأسي يمثل الشمس وهذا الكوكب الصغير يدور حوله, لديه كتلة صغيرة جدا,
    Bir boruyu patlatmak için sigara ile aynı boyutta bir katı kütleye sığdıracağız. Open Subtitles علينا ان نُصغر أنبوب الي كتلة صلبة بنفس حجم ذلك السيجار
    Çok küçük bir kütleye ve eksi elektrik yüke sahiptir. TED لديه كتلة صغيرة تحمل شحنات سالبة.
    Kainat bir enerji küresi içinde başladı ve yavaşça kütleye dönüştü. Open Subtitles بدأ الكون في كرة من الطاقة وتتحوّل رويداً لكتلة.
    Ve enerji de kütleye. Open Subtitles والطاقة لكتلة.
    Bu malzemenin 1 santimetre küpü Everest Dağı kadar bir kütleye sahip olurdu. Open Subtitles سنتيمتر مكعّب واحد من تلك المادّة "ستكون ككتلة "قمّة إيفرست

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more