"kışkırtıcı" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحريض
        
    • استفزازي
        
    • مستفز
        
    • تحريضية
        
    • أستفزازية
        
    • مُغرية
        
    • مغري
        
    • الاستفزازية
        
    Bize çok kışkırtıcı geldi. Open Subtitles إنه تحريض ملف للنظر
    - İtiraz ediyoruz. kışkırtıcı. - Çok ciddi bir suçlama bu, Open Subtitles اعترض, هذا تحريض - هذا اتهام خطير -
    Ön yargıları aşmak için; etkileyen, insanlaştıran ve karşıt tarafları anlaşma masasına çekmeyi amaçlayan kışkırtıcı oyun ve filmler yaratıyorum. TED قمت بإنشاء مسرح استفزازي وسينما لكي ألمس،وأحرك الجانب الإنساني وأجمع الأطراف المختلفة على طاولة الحوار لتجاوز سوء الفهم.
    Çünkü hal halın kışkırtıcı bir yanı var. Open Subtitles هناك شيء استفزازي تجاه هذا الخلخال.
    Ve pantolonsuz bir şekilde karımın karşısına çıkman biraz kışkırtıcı! Open Subtitles وأجده نوعاً ما مستفز قدومك إلى هنا أمام زوجتي بدون بنطال!
    Ama ne yazık ki, bu hareket Meksika kültüründe kışkırtıcı bir hareket sayılıyordu. Open Subtitles لسوء الحظ, في الثقافة المكسيكية كان هذا بمثابه بادرة تحريضية
    Samantha Wade cinayetinin vahşi ve kışkırtıcı doğası yüzünden büyükelçimiz ve Fransa Dışişleri Bakanı bizden yardım istedi. Open Subtitles نظراً لوحشية و أستفزازية جريمة قتل سامنثا وايد سفيرنا و وزير الخارجية الفرنسي
    kışkırtıcı. Open Subtitles مُغرية
    Evet bu dünyada kalıp ölmek kışkırtıcı geliyor. Open Subtitles نعم، إنه مغري أن نبقى في هذا العالم ونموت فيه
    - Bay Tarr, bu çok kışkırtıcı. Open Subtitles سيد "طار" هذا تحريض.
    kışkırtıcı mı? Open Subtitles تحريض ؟ ؟
    Ama kışkırtıcı olmaya çalıştığını farz ediyorum. Open Subtitles لكني أفترض انك كنت تريد فقط أن تكون استفزازي أو .
    Bu kışkırtıcı bir soru. TED هذا سؤال استفزازي.
    İşte bu yüzden Shan'auc'ın yaptığı öneri bu kadar kışkırtıcı. Open Subtitles -لِهذا -عرض شاناك استفزازي جداً.
    Acaba o kitap adı kadar kışkırtıcı mı? Open Subtitles هل هذا الكتاب، آه... كتاب مستفز كما يبدو؟
    - Bu çok kışkırtıcı. Open Subtitles هذا شيئاً مستفز لها للغاية
    kışkırtıcı materyaller. Open Subtitles اشياء مطبوعة تحريضية
    Özel dans toplulukları benim zamanımda hem kışkırtıcı hemde çok sayıdaydı. Open Subtitles ... مجتمعات الرقص الخاصة ... إن كانت أستفزازية كانت مليئة في عصري
    Sonra Andrew Wakefield ortaya çıktı ve tanıların artmasında aşıları suçladı. Bu basit, güçlü ve kışkırtıcı bir şekilde inandırıcı hikâye Kanner’ın otizmin nadir olduğu teorisi kadar yanlıştı. TED بعد ذلك يأتي أندرو ويكفيلد ليلقي اللوم على سرعة تشخيص التلاقيح قصة بسيطة وقوية، ومعقولة بشكل مغري والتي كانت خاطئة مثل نظرية كانر بأن التوحد نادر الحدوث.
    Birleşik Devletlere bir gezi, Eisenhower ile eşit şartlarda kabul görmek ve onunla fikir teatisinde bulunmak, bu da Khruschev'e sahada aşırı kışkırtıcı eylemlerde bulunmadan devam ederse Batı'dan daha da fazla şey koparabileceği fikrini ona vermişti." Open Subtitles ،ومباحثاته مع أيزنهاور، في إعتقادي منحته فكرة جيدة، وهي أنه ربما إذا ما استمر دون إرتكاب المزيد من الأعمال الاستفزازية على أرض الواقع فسيمكنه ذلك حينها أن يجني الكثير والكثير من الجانب الغربي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more