| Bir Kılıçbalığı. | Open Subtitles | أنت تعلم أن المارلين هو من نوع سمك أبو سيف |
| Ben Bay Balıkçı değilim. Kılıçbalığı hakkında bilgim yok, fakat bu gerçek bir deri dokusu. | Open Subtitles | أنا لست السيد الصياد، وأنا لا تعرف شيئا عن سمك أبو سيف. |
| Beğendimi bilmek istersen.. ....Kılıçbalığı sigarara içerse, ha? | Open Subtitles | إذهب لتعرف ما إذا كان بوسعم تدخين سمك السيف |
| Tamam, Kılıçbalığı alayım. | Open Subtitles | -حسناً , سأتناول سمك السيف |
| Bu akşamın sıcakları, soğan marmelatlı etli Kılıçbalığı, az kızartılmış keklik göğsü ve ahududu keşkülü ile sorel böreği. | Open Subtitles | أما الطبق الرئيسي هذا المساء رغيف لحم سمكة السيف مع مربى البصل صدر الحجل المحمر في صوص التوت ومعجنات بالحماض |
| Pekala, sanırım bu hikaye, benim, restoranda fazla pişirilmiş Kılıçbalığı hikayemi ezip geçti. | Open Subtitles | حسناً، أظنّها تتفوّقُ على قصّتي عن المطعم الذي طهى سمكة السيف أكثرَ من اللازم. |
| Bu piyano telini Kılıçbalığı veya vatoz mu ısırdı? | Open Subtitles | عض مارلن , ستينجاري خلال سلكِ البيانو هذا ؟ |
| Pekala, Kılıçbalığı insanların buraya gelme nedenlerinden biridir. | Open Subtitles | حسنا، سمك أبو سيف هو نوع من لماذا يأتي الناس هنا. |
| Kılıçbalığı ile ölüm. | Open Subtitles | الموت سمك أبو سيف. |
| Ben bir striptiz kulübünde Kılıçbalığı yedim ve Kenneth, bir polisin silahını alıp şişkonun tekini vurdu. | Open Subtitles | وانتهى الأمر بتناولي سمك أبو سيف في نادي تعري, وقام (كينيث) بأخذ مسدس من شرطي وأطلق النار على منطاد. |
| -Oh, Kılıçbalığı al. | Open Subtitles | -تناول سمك السيف . |
| - Hiç Kılıçbalığı operasyonunu duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعت من قبل عن عمليه "سمكة السيف" سورد فيش |
| Çünkü oltayla bir marlin veya Kılıçbalığı çekmenin nasıl bir şey olduğu hakkında en ufak bir fikirleri yoktur. | Open Subtitles | ذلك لإنهن ليس لديهن معرفة ما تبذله كي تصطاد سمكة مارلن) او سمكة الزعنفة الشراعية) |